Mehmet Hanifi GÜLEL
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK), 2024-2025 sezonuna ilişkin zeytin ve zeytinyağı rekoltesi tahminini açıkladı. Bu tahmine göre, 475 bin ton zeytinyağı ve 750 bin ton sofralık zeytin rekoltesi bekleniyor. Söz konusu rekolte, Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamı olarak kayıtlara geçecek.
Diğer yandan, Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit ve tağşiş listesinde yer alan firmaları düzenli olarak yayımlamaya devam ediyor. Bu kapsamda açıklanan 703 firmanın 342 tanesi, zeytinyağında tohum yağları ve pirina yağı karıştıran işletmelerden oluşuyor. Bitkisel yağlar kategorisinde ise firmaların yüzde 99’undan fazlasının zeytinyağında sahtecilik yaptığı tespit edildi. Sadece iki firmanın diğer bitkisel yağlarda sahtecilik yaptığı görülüyor. Bu sahtecilik faaliyetleri ağırlıklı olarak Aydın, Bursa, İzmir ve Manisa gibi bölgelerde yoğunlaşıyor. Özellikle, zeytinyağında marka bilinirliği yüksek olan bölgelerin isimlerini kullanarak yapılan sahtecilik dikkat çekiyor.
30-40 lira olan sahte yağlar kullanılıyor
Bakanlığın gerçekleştirdiği kontrollerde, üretim izni olan ve kayıtlı firmalardan oluştuğunu belirten UZZK Başkanı Dr. Mustafa Tan, üretim izni olmayan firmaların sayısının da azımsanamayacak kadar fazla olduğunu ifade etti. Zeytinyağının sağlık yararları ve katkıları bakımından dünya genelinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Tan, son iki yılda zeytinyağında büyük bir arz sıkıntısının yaşandığını aktardı. Dünya fiyatlarının bugüne kadar görülmemiş derecede yüksek olduğunu hatırlatan Tan, “Toptan kilogram fiyatı 10 euroyu aştı. Bir ürün değerli olunca taklit edenler de ortaya çıkıyor. Bu sadece Türkiye’ye mahsus bir durum değil. Zeytinyağında büyük bir kâr var, taklit ve tağşiş yapanlar çoğunlukla tohum yağları kullanıyor. Yine zeytinyağı esası, boya maddeleri gibi unsurları karıştırarak litre fiyatı 30 – 40 lira olan sahte yağları ya da karışımları bin liraya satabiliyorlar. Beş litrelik bir teneke bin liraya satılıyor ve burada yüzde 500 kâr söz konusu. Biz, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Borsası, Uluslararası Zeytin Konseyi gibi kurumlarla sahtecilikle mücadele ediyoruz,” dedi.
Belli bölgelerin adı öne çıkıyor
Bakanlığın sürekli olarak sahte yağ satanları tespit ettiğini ve bu firmaların isimlerini yayımladığını belirten Tan, şu an tespit edilen firmaların her gün güncellenerek yayımlandığını aktardı. Taklit ve tağşiş satışlarının sosyal medya üzerinden yayıldığını, sahte etiketlerle satış yapıldığını vurgulayan Tan, “Etikette firmanın adı bile yok. Kooperatifler, birlikler ve üreticiden doğrudan tüketiciye gibi ifadeler kullanılıyor. Bunun dışında, bazı ünlü zeytinyağı merkezleri, coğrafi işaret almış Edremit ve Ayvalık adı altında yüzlerce yağ üretiyor. Edremit Körfez bölgesi, Toskana ile yarışan bir bölgedir ve bu adı çok sık kullanıyorlar. Bunlar organize işler ve organizatörler farklı isimlerle karşımıza çıkıyor. Biri yakalansa diğeri mantar gibi türemekte. Burada esasen üretim izni olmayanlar bu işi daha fazla yapıyor. Sadece üretim izni olan firmalara kontroller yapılıyor. Üretim izni olmayanların sayısı, izni olanlar kadar fazladır,” diye konuştu.
Zeytinyağı satış ve ambalajlama kurallarının varlığını vurgulayan Tan, “Zeytinyağını kurallarına göre üretenler masraf yaparak firma kuruyorlar. Vergisini veriyorlar ve her türlü sorumluluğu alıyorlar. Üretim bölgelerinde kendini ispatlamış markalar, güvenilir markalar, kooperatifler ve bu işi butik olarak iyi yapanlar da mevcut. Genellikle kendi zeytinlikleri olan ve o zeytinliklerden çıkan ürünleri kayıtlı yapan firmalar da bulunmaktadır. Türkiye, zeytinyağı üretimi açısından dünya genelinde ikinci, sofralık zeytinde ise birinci sıradadır. Bu kalitesiz ürünler üreten bir ülke olarak anılmaması gerekiyor,” dedi.
“Yol kenarlarında 40 derece sıcaklıkta yağ satılıyor”
Devletin markalı ürünlerde üretim kaydı veya ticari kaydı istediğine dikkat çeken Mustafa Tan, devletin bir yerden kontrol yaptığını belirtti. Ancak sosyal medyadan satış yapanların kayıt numarasının olmadığını, telefon numaralarının bile sahte olduğunu ifade etti. “Sosyal medyada 5 litrelik yağı ücretsiz kargo ile bin liraya satıyorlar. Bunlar Bakanlığa kayıtlı değil. Kayıtlı olmadıkları için de denetlenemiyorlar. Bakanlığın açıkladığı listede olmayanlar kadar, kayıt numarası olmayan ve telefonları sahte olan kişiler de mevcut. Bunun dışında, pazar yerlerinde, yol kenarlarında satılan ürünler de bulunuyor. Yol kenarlarında 40 derece sıcaklıkta, güneş ışığına maruz kalarak, kanserojen plastiklerde satılıyor. Önümüzdeki yıllarda sağlık konusunda büyük sorunlar yaşanabilir,” dedi.
Pamuk ve kanola yağı satıyorlar
Zeytinyağı üretiminin zorluğuna ve evde üretimin mümkün olmadığına dikkat çeken Edremit Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin, “Bu tüm Türkiye’nin sorunu aslında. Yol kenarlarında satılan ürünler, ‘5 litrelik zeytinyağı 400 lira’ gibi fiyatlarla karşımıza çıkıyor. Eğer 2 bin 500 liranın altında bir fiyatla zeytinyağı görüyorsanız, almamanız gerekir. Çünkü o zeytinyağı değil, ne olduğu belli olmayan pamuk yağı, kanola yağı gibi ürünlerdir. Buna müsaade edilmemeli,” ifadelerini kullandı.