TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2025 yılı bütçeleri üzerine konuşma yapan Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına Genel Kurulu selamlayarak sözlerine başladı. Bütçe görüşmelerinin yalnızca ekonominin tartışıldığı platformlar olmadığını belirten Yılmaz, hükümet adına bölgedeki gelişmelere dair düşüncelerini Genel Kurul ile paylaşma arzusunu ifade etti.
Yılmaz, Suriye’deki durumun yeni bir döneme girdiğini vurgulayarak, “Antidemokratik ve otoriter rejimlerin, diktatörlüklerin devrildiği bir süreçteyiz. Suriye halkı, yeni bir ortam oluşturma çabası içindedir,” dedi. Geçici yönetimlerin ardından, Suriye’nin kalıcı bir siyasi yapıyla yoluna devam etmesini umduklarını anlatan Yılmaz, “Türkiye Cumhuriyeti olarak, Suriye’de hangi dinden, mezhepten, inançtan ya da etnik kökenden olursa olsun, tüm Suriye halkını kapsayan bir siyasi yapılanmayı savunuyoruz. Bu konuda elimizden gelen tüm çabayı sarf edeceğiz,” ifadesini kullandı.
Yılmaz, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması gerektiğini vurguladı ve Türkiye’nin, komşusunun huzur ve refah içinde bir gelecek oluşturmasını istediğini belirtti. “Komşularına ve bölgesine istikrarsızlık aktarmayan, kendi içinde huzuru yakalamış bir Suriye görmek istiyoruz,” dedi. Bu hedefin kolay olmadığını kabul eden Yılmaz, “İçinde bulunduğumuz süreç belirsizlikler ve riskler içeriyor. Ancak, biz tüm gayretimizle Suriye halkının yanındayız ve olmaya devam edeceğiz,” diye ekledi.
“Şartlar Oluştuğunda Suriye Hızla Toparılır”
Yılmaz, Suriye’nin çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir coğrafya olduğunu dile getirerek, “Suriye, şehir kültürü, estetiği ve ticaretiyle gelişmiş bir yerdir. Uygun şartlar oluştuğunda, Suriye’nin çok hızlı toparlanacağını düşünüyorum. Yeter ki hep birlikte destek olalım,” şeklinde konuştu. Suriye’nin son 13-14 yılda altyapısının ve ekonomisinin tahrip edildiğine dikkat çeken Yılmaz, “Şimdi yeniden inşa zamanı. Suriye’yi ekonomisiyle, kurumlarıyla ve altyapısıyla hep birlikte inşa etmeliyiz,” dedi.
Yılmaz, uluslararası topluma ve sorumlu ülkelere çağrıda bulunarak, “Gelin hep birlikte Suriye’nin yeniden inşa sürecine katkıda bulunalım. Birleşmiş Milletlerden Avrupa Birliği’ne, bölgedeki dost ve kardeş ülkelere kadar, bu sürecin bir parçası olmalıyız,” ifadesini kullandı. Suriyeli vatandaşların devrim sonrası sokaklarını ve evlerinin önünü temizlemeye çalıştığını belirten Yılmaz, “Bunu yapan bir toplum, kendi geleceğini de çok iyi inşa eder. Yeter ki biz birlik içinde onlara destek verelim,” dedi.
Yılmaz, Suriye’de güvenlik, siyasi istikrar ve ekonomik gelişim sağlandıkça, Türkiye’de uzun yıllardır misafir ettikleri Suriyelilerin vatanlarına onurlu, güvenli ve gönüllü bir şekilde dönme fırsatı bulacaklarını vurguladı. Bu dönüşün bir anda gerçekleşmeyeceğini, ancak sürecin etkilerinin zamanla görüleceğini belirtti.
“Suriye’ye Dış Müdahaleye İzin Vermeyeceğiz”
Yılmaz, Suriye’nin terörün yuvalanıp komşu ülkeleri tehdit eden bir ülke değil, istikrar üreten bir ülke olacağını ifade etti. “Suriye’deki istikrara dışarıdan hiçbir gücün müdahale etmesini istemiyoruz. İsrail’in Golan Tepeleri’ni aşarak işgal alanlarını genişletme çabalarını son derece tehlikeli buluyoruz,” dedi. Yılmaz, “Başta İsrail olmak üzere, hiçbir ülke bu kadar acı çekmiş ve onurlu bir şekilde direnmiş bir halka bunu yapma hakkına sahip değildir. Bu eylemler gayrimeşrudur ve kesinlikle tasvip edilmemelidir,” şeklinde konuştu.
Yılmaz, “Hiçbir yabancı güç, Suriye’nin istikrarını bozucu bir tutum içinde olmamalıdır,” diyerek, Gazze, Batı Şeria ve Filistin halkı için de benzer temennilerde bulundu. “Suriye halkı, uzun bir mücadele sonucunda birçok acı yaşayarak bugünkü durumu oluşturdu. Sabrettiler ve zafer kazandılar. Sabredenler her zaman zafere ulaşır,” diyerek, Filistin halkının da benzer bir mücadelesinin zaferle taçlandırılacağına inandığını sözlerine ekledi. “Türkiye Cumhuriyeti olarak, haklı mücadelelerinin yanında olmaya devam edeceğiz,” dedi.