Üretken yapay zeka teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesi, beraberinde çeşitli endişeleri de gündeme getiriyor. Nature Computational Science dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, bu teknoloji, 2020 ile 2030 yılları arasında 1,2 ila 5 milyon ton e-atık üretme potansiyeline sahip.
Üretken yapay zekanın yükselişi, donanım ve çip teknolojilerinde sürekli yükseltmeler gerektiriyor. Bu durum, daha fazla elektronik ekipmanın hızla eskiyerek işlevselliğini yitirmesi anlamına geliyor. E-atıklar, kurşun ve krom gibi zehirli metallerin yanı sıra altın, gümüş, platin, nikel ve paladyum gibi değerli metaller de içerebiliyor. Bu bağlamda, e-atıkların çevreye olan etkisi ve bu atıkların yönetiminde izlenecek yollar giderek daha fazla önem kazanıyor.
Çalışmanın yazarları, veri merkezlerindeki eski ekipmanların azaltılması, yeniden kullanılması, onarılması ve geri dönüştürülmesine yönelik etkili stratejilerin uygulanmasının, e-atık oluşumunu yüzde 86 oranında azaltabileceğini vurgulamaktadır.
Elektronik Atık Nedir?
Elektronik atık ya da e-atık, elektronik cihazların kullanım ömrünün tamamlanması ya da işlevselliğini yitirmesi sonucunda çöpe dönüşmesi durumunu ifade eder. Bu tür atıklar, çevremize ciddi zararlar verebilecek bileşenler içermektedir. Ayrıca, e-atıkların geri dönüşümü, hem çevre koruma hem de değerli metallerin yeniden kazanımı açısından büyük önem taşımaktadır.