Ferit PARLAK
TÜSİAD ve Koç Üniversitesi iş birliği ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu, Ankara’da “Orta Vadeli Program Sonrası Ekonomik Görünüm” başlıklı bir seminer düzenledi. Seminerde konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekonomi ve Finans Yuvarlak Masa Başkanı Ömer Mert, Türkiye’nin önündeki dönemde kayıt dışı ekonomi ile daha etkin bir mücadele süreci, hukuk devleti ve yargı sisteminin güçlendirilmesi, hukuki öngörülebilirliğin sağlanması ve piyasa ekonomisi ilkeleri çerçevesinde uyumlu politikaların geliştirilmesi gerekliliğine dikkat çekti.
Mert, çağın gerekliliklerine uygun bir eğitim reformunun yapılmasının da beklentileri arasında olduğunu ifade ederek, “Kurumsal kapasitenin artırılması, bağımsızlığın pekiştirilmesi, verimlilik ve rekabetçiliğin artırılması için teknolojik dönüşümün desteklenmesi, sanayide yeşil dönüşümün esas alınması gibi konular da diğer beklentilerimiz arasında yer alıyor” dedi.
“Enflasyonla Mücadelede Desteğimiz Tam”
2023 yılında gerçekleştirilen genel seçimlerin ardından ekonomi politikalarında önemli bir değişim sürecinin başladığını vurgulayan Mert, “Geride bıraktığımız bir buçuk yıl içerisinde Ülke Risk Primi, Merkez Bankası rezervleri ve cari açık gibi birçok alanda önemli başarılar elde edildi. Bu süreçte TÜSİAD olarak istişare süreçlerine katkı sağladık ve enflasyon ile mücadele noktasında desteğimizi her zaman vurguladık” şeklinde konuştu.
“Daha Güçlü Adımlara İhtiyaç Var”
Enflasyonu düşürme çabalarının ilk aşamasında ilerleme kaydedildiğini belirten Mert, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası uygularken, kamu tasarrufları ve kayıtdışı ekonomi ile mücadelede daha güçlü adımların gerekliliğine dikkat çekti. Mert, “Takip ettiğimiz öncü veriler, özellikle üretim tarafında önemli bir yavaşlama olduğunu gösteriyor. İç talepteki soğumanın yeterli düzeyde olup olmadığı ise tartışma konusu. Sadece para ve maliye politikaları ile enflasyonla mücadelede ne ölçüde ilerleme sağlayabileceğimiz de büyük bir önem taşıyor” dedi.
“Yoğunlaşan Gerilime Karşı Dirençli Kalmalıyız”
Küresel ekonomide yeni bir döneme girdiğimizi belirten Mert, “Büyük merkez bankalarının öncülüğünde başlayan faiz indirimi sürecini iyi analiz etmeli ve ekonomik anlamda alabileceğimiz payı artırmaya odaklanmalıyız. Güçlü bir ekonomi, özellikle coğrafyamızda yoğunlaşan gerilime karşı dirençli kalabilmek için son derece önemlidir. Teknolojinin hızla değiştiği bir dönemde, sadece bu değişime ayak uydurmakla kalmayıp, gelişimin bir parçası olmalıyız. Bunun için ekonomik kalkınma ve gerekli altyapının oluşturulması şarttır” ifadelerini kullandı.
“OVP’deki İlerleme Paydaşlarla Paylaşılmalı”
Ömer Mert, OVP’yi son derece önemli bulduklarını dile getirerek, “Orta Vadeli Program, sadece kamu değil, reel kesim için de bir yol haritası sunuyor. Son yıllarda hazırlanan OVP’lerde atılacak adımlar için belirli takvim ve sayısal hedeflerin konulmasını, belirlenen politika hedeflerinin ‘YOİKK eylem planı’ ve ‘UDY stratejisi’ gibi yatırım ortamı için kritik öneme sahip strateji belgeleri ile uyumlu olmasını olumlu değerlendiriyoruz. Ayrıca, bu değerli belgelerde belirlenen hedeflerin izlenmesi için bir takip mekanizması oluşturulması ve kaydedilen ilerlemelerin tüm paydaşlarla paylaşılması büyük fayda sağlayacaktır. Burada hesap verilebilirliğin önemini yeniden vurgulamak isterim” dedi.
“MB Politikaları ile OVP Örtüşmeli”
Mert, “OVP’de dikkat ettiğimiz konulardan biri de ekonomi yönetimimizin öngörü ve hedefleri. Önümüzdeki yıl için öngörülen yüzde 4’lük büyüme ve yüzde 17,5’lik enflasyon tahminlerini bir miktar iyimser buluyoruz. Geçen hafta yapılan Enflasyon Raporu değerlendirmesinde Merkez Bankası’nın 2025 enflasyon tahminini yüzde 21’e revize ettiğini gözlemliyoruz. Son iki ayda 2025 enflasyon tahmininin önemli ölçüde yukarı yönlü revizyonu dikkat çekici. Ancak daha önemlisi, programın kendi içindeki tutarlılığını sağlamak ve ekonomi yönetimi içinde yer alan kurumların uyum içinde çalışmasını temin etmektir. Bu bağlamda, dezenflasyon sürecinin temel aktörü olan Merkez Bankası’nın projeksiyonları ile OVP arasında bir uyum sağlanması, paydaşlara daha güçlü sinyaller verilebilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir” şeklinde konuştu.
“Köklü Reformlar Gerekiyor”
Son dönemde enflasyonun en öncelikli sorun olarak öne çıktığına dikkat çeken Mert, “Atılan adımların netice vermeye başladığını görmekteyiz. Doğru politikaların devam ettirilmesiyle önümüzdeki yıl enflasyonda düşüş sürecektir. Ancak ülkemiz ve ekonomimiz için asıl sınav yeni başlıyor. Kalıcı, sürdürülebilir, adil bir refah ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için köklü reformlara ihtiyaç vardır” dedi.
“Uzun Vadeli Kazanımlar Önemli”
Mert, “Önümüzdeki dönemde beklentimiz; hukuk devletinin güçlendirilmesi, yargı sisteminin iyileştirilmesi, hukuki öngörülebilirliğin sağlanması, piyasa ekonomisi ilkeleri ile uyumlu politikaların geliştirilmesi, kurumsal kapasitenin artırılması, çağın gereksinimlerine uygun bir eğitim reformunun gerçekleştirilmesi, verimlilik ve rekabetçiliğin artırılması için teknolojik dönüşümün desteklenmesi, sanayide yeşil dönüşümün esas alınması ve kayıt dışı ekonomi ile etkin bir mücadelenin sürdürülmesidir. Bu alanlara gereken önemi vermezsek, kısa vadede elde ettiğimiz başarıları uzun vadeli kazanımlara dönüştürme şansımız kalmayacaktır. Bu nedenle TÜSİAD olarak bu alanlardaki yapısal değişimlerin önemini ve aciliyetini her fırsatta vurguluyoruz” dedi.
Seminerin Ardından Panel Düzenlendi
TÜSİAD ve Koç Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirilen “Orta Vadeli Program Sonrası Ekonomik Görünüm” başlıklı seminerde, TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç’ın moderasyonunda, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’ndan Pruf. Burcu Aydın, Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Refet S. Gürkaynak ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden Fatih Özatay’ın katıldığı bir panel düzenlendi.
“Kalkınma için Toplumsal Mutabakat Gerekiyor”
Ömer Mert, “Kalkınma için güçlü bir toplumsal mutabakata ihtiyaç duyduğumuzu her zaman vurguladık ve bunun için güçlü kurumlara, insana ve bilime yatırım yapmamız gerektiğini ‘Geleceği İnşa’ raporumuzda ifade ettik. Bu nedenle, önümüzdeki dönemin ekonomi politikalarını belirlerken, para ve maliye politikasının ötesinde çok daha kapsamlı ve kapsayıcı bir kalkınma planı en önemli ihtiyaçtır” ifadelerini kullandı.