Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Potansiyeli ve Geleceği

    Türkiye’nin yeşil hidrojen potansiyeli, enerji dönüşümünde kritik bir rol oynamaktadır. Bu içerikte, Türkiye’nin bu alandaki fırsatları, teknolojik gelişmeler ve gelecekteki sürdürülebilir enerji hedefleri ele alınmaktadır.

    Türkiye'nin yeşil hidrojen potansiyeli, enerji dönüşümünde kritik bir rol oynamaktadır.

    Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Potansiyeli

    Türkiye’nin temiz enerji alanındaki yüksek potansiyelinin, yeşil hidrojen üretiminde maliyetleri önemli ölçüde düşürebileceğini vurgulayan Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) Başkanı Yusuf Günay, “Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’de daha yüksek verimle daha ucuza hidrojen üretilebilir” şeklinde konuştu. Küresel iklim krizinin insanlık için büyük bir tehdit oluşturduğunu ve ülkelerin bu krizle başa çıkma konusunda önemli adımlar attığını belirten Günay, hidrojenin, küresel ısınmayla mücadelede diğer enerji kaynaklarına göre daha avantajlı bir seçenek olduğunu ifade etti.

    Paris İklim Anlaşması çerçevesinde Avrupa Birliği (AB) için net sıfır emisyon hedefine 2050, Türkiye için ise 2053 yılının hedef olarak belirlendiğini hatırlatan Günay, bu hedeflere ulaşmak için hidrojen üretimine yönelik yatırımların hızlandırılması gerektiğini dile getirdi. Günay, “Bu yatırımlar hayata geçirildiğinde, 2050 yılına kadar Türkiye, enerji ihtiyacının yüzde 20’sini hidrojenden karşılayabilir” dedi.

    Sıfır Karbon İçin Yeşil Hidrojen Üretimi

    Hidrojen üretiminin fosil yakıtlar, doğal gaz ve yenilenebilir enerji gibi farklı kaynaklarla gerçekleştirilebildiğini belirten Günay, fosil yakıtlarla üretilen gri hidrojen, doğal gaz ile üretilen mavi hidrojen ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla elde edilen yeşil hidrojen arasında önemli bir ayrım olduğunu ifade etti. Küresel iklim krizinin yeşil dönüşümü zorunlu kıldığını ve hidrojenin bu dönüşümde merkezi bir rol oynadığını vurgulayan Günay, “Hidrojeni elde etmek için elektroliz yöntemiyle suyun hidrojen ve oksijene ayrılması gerekiyor. Bu işlemi gerçekleştirirken kullandığınız elektriği yenilenebilir kaynaklardan temin ediyorsanız, elde edilen hidrojen yeşil hidrojen olarak adlandırılır. Karbonsuzlaşma hedefinde esas gaye, fosil yakıtlardan uzaklaşmak olduğundan bu açıdan yeşil hidrojen ön plana çıkmaktadır” dedi.

    İthalat Bağımlılığının Azaltılması

    Türkiye’nin fosil yakıtlar konusunda yetersiz olduğunu, ancak rüzgar ve güneş enerjisinde büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Günay, ülkede yenilenebilir enerji kaynaklarının sadece 10’da birinin değerlendirildiğini ifade etti. “Hidrojen, doğal gazın kullanılabildiği tüm alanlarda tercih edilebilir. Hidrojen üretimi sayesinde doğal gaz ithalatına bağımlılığımızı azaltabiliriz. Türkiye, sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde yeşil hidrojen üretiminde önemli bir avantaja sahiptir. Bu avantajı iyi kullanabilirsek, küresel ısınma ile mücadeleye katkıda bulunarak enerji sektöründe sıfır karbon hedefine ulaşmada büyük bir adım atmış oluruz” diyerek sözlerini sürdürdü.

    Hedef: 2035’e Kadar 120 Bin Megavat

    Türkiye, mevcut rüzgar ve güneş enerji kurulu gücünü 2035 yılına kadar dört kat artırarak 120 bin megavata ulaştırmayı hedefliyor. Günay, “Almanya’da 1 megavatlık bir güneş santralinden yıllık maksimum 1 milyon kilovatsaat elektrik üretilebiliyorken, Türkiye’de bu rakam iki katına kadar çıkabiliyor. Bu da bize ciddi bir maliyet avantajı sağlıyor. Bu fırsatı iyi değerlendirebilirsek, Türkiye yeşil hidrojen ile enerji ihracatında önemli bir oyuncu olabilir” şeklinde konuştu.

    Türkiye’nin Avrupa’nın Hidrojen İhtiyacındaki Rolü

    Türkiye’nin Avrupa’nın hidrojen ihtiyacı için değerli bir tedarikçi olabileceğini belirten Günay, Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi bu konuda desteklemeye hazır olduğunu ifade etti. Avrupa Birliği’nin 2030 yılı hedefinde 20 milyon ton yeşil hidrojen ihtiyacı olduğunu, bunun 10 milyon tonunun AB ülkelerinde, 10 milyon tonunun ise ithal edileceğini belirterek, “Türkiye bu anlamda en önemli tedarikçi ülke olabilir” dedi.

    European Backbone projesi ile Avrupa’da hidrojen boru hatlarının haritalandırıldığını söyleyen Günay, Türkiye’nin hidrojen taşınması için boru hatları projelerini biran önce oluşturmaya başlaması gerektiğine dikkat çekerek, söz konusu hatların AB’nin boru hatlarına entegre edilmesinin önemini vurguladı. Yeşil hidrojen üretiminin stratejik önemine dikkat çeken Günay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde “hidrojenle sorumlu bir bakan yardımcılığı” makamının kurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

    Hidrojen Üretim Bölgeleri İlan Edilmeli

    Ana şebekeden bağımsız elektrik üretim santralleri ile hidrojen üretimi yapılabilecek “hidrojen üretim çiftlikleri” oluşturulmasını isteyen Günay, yeşil hidrojen üretimi için Konya, Karaman ve Çanakkale’de “hidrojen üretim bölgeleri” ilan edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu bölgelerde üretilen elektriğin sadece yeşil hidrojen üretiminde kullanılmasının gerektiğini belirten Günay, bu hidrojenin boru hatlarıyla Avrupa’ya ihraç edilebileceğini ve Almanya’daki gibi amonyak formunda taşınabileceğini ifade etti. Günay, bu projelerin diğer yatırım alternatiflerine göre daha düşük maliyetli olduğunu da ekledi.