Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Türkiye’nin Enerji Dönüşümünde Yatırım ve Politika İhtiyaçları

    Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecinde ihtiyaç duyulan yatırım ve politikaların önemini keşfedin. Sürdürülebilir enerji hedefleri doğrultusunda atılacak adımlar ve stratejiler hakkında bilgi edinin.

    Türkiye'nin enerji dönüşüm sürecinde ihtiyaç duyulan yatırım ve politikaların önemini

    Başak Nur GÖKÇAM

    Dünya, önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu dönüşümün başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için ise ciddi bir finansman kaynağına ihtiyaç var. Türkiye için 2053 yılı, karbon sıfır hedefleri doğrultusunda kritik bir dönüm noktası teşkil ediyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tarafından gerçekleştirilen analizlere göre, Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecinde başarılı olabilmesi için elektrik dönüşümü alanında yılda ortalama 15 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor. Bu yatırım ihtiyacı, 2020-2055 yılları arasını kapsayan bir dönemi içeriyor.

    Türkiye’nin enerji dönüşümünü mercek altına alan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, “Sadece yatırım yapmak yeterli değil; bu süreçlerin başarıyla hayata geçirilebilmesi için yatırımları destekleyecek yasal düzenlemelere de ihtiyaç var. Mevzuatların yeniden gözden geçirilmesi kadar, altyapının yeterliliği için şebekelerde ve bataryalarda da iyileştirmelerin yapılması şart” diye belirtti.

    2035’ten Sonra Yatırım Yoğunluğu Artacak

    Dönüşümün farklı boyutlarına dikkat çeken Güllü, “Enerji dönüşümü; yenilenebilir enerji, elektrifikasyon, enerji verimliliği ve yeni teknolojiler gibi birçok alanı kapsıyor. Şu anda kurulu gücümüzün yüzde 55’ini, elektrik üretimimizin de yaklaşık yüzde 42’sini yenilenebilir kaynaklardan sağlıyoruz. Özellikle bu yıl güneş enerjisi alanında kayda değer ilerlemeler kaydettik. Dolayısıyla, finansmana erişim sağlamak ve mevcut iklim değişikliği sorunlarına yönelik finansman kaynaklarını Türkiye’ye çekmek için stratejiler geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

    Alkım Bağ Güllü, 2020-2055 döneminde yıllık ortalama 15 milyar dolarlık yatırım ihtiyacının bulunduğunu, özellikle 2035-2045 yılları arasında daha yoğun yatırımların gerçekleşeceğini belirtti. Enerji Bakanlığı’nın orta vadeli hedeflerine göre, 2035 yılına kadar rüzgâr enerjisi gücünü 13 gigawatt seviyesinden yüzde 30’a çıkarmayı hedeflediklerini; güneş enerjisi alanında ise 18 gigawattlık kapasiteyi yüzde 53-54 seviyelerine ulaştırmayı planladıklarını ifade etti. Güllü, “Hedefler oldukça umut verici, fakat bunların hayata geçmesi için yatırım hızının artırılması gerekiyor. Şu anki yatırımlar, hedeflere ulaşmak için yeterli olmaktan çok uzak” diye ekledi.

    Piyasalar ve Tarifelerde Düzenlemelere İhtiyaç Var

    Enerji dönüşümü kapsamında piyasalarda ve tarifelerde düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu belirten Güllü, “Talebin arza göre şekillenmesini sağlayan piyasa temelli esneklik mekanizmaları var. Ancak bunun için mevzuat ve farklı fiyatlandırma stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor. Piyasaların serbest ve öngörülebilir olması, sık sık geriye dönük uygulamalarla değil, daha istikrarlı bir şekilde yönetilmesi, yenilenebilir enerji yatırımları açısından son derece kritik” diye vurguladı.

    Hedefler Kâğıt Üzerinde Kalmamalı

    Elektrifikasyonun tek başına yeterli olmadığını, asıl önemli olanın temiz elektrifikasyon olduğunu ifade eden Güllü, “Elektrikli araçlar ve sanayideki elektrifikasyon teknolojileri ile elektrik talebi önemli ölçüde artacak. Bu artışı karbonsuzlaştırmak için de ciddi yenilenebilir enerji yatırımları yapmamız şart. Tek taraflı tüketicilerin hakim olduğu bir sistemden, yenilenebilir enerjiye dayalı, daha dağıtık tüketici ve üretici yapısına sahip dijital bir sisteme geçmemiz gerekiyor. Ayrıca, şebekelerin dijitalleşmesi de büyük önem taşıyor. Dönüşümün başarılı olabilmesi için politikaların bütüncül bir şekilde ele alınması ve kamu öncülüğünde koordine edilmesi gereklidir. Hedefler kesinlikle kâğıt üzerinde kalmamalı. Hesaplamalarımıza göre, elektrifikasyon, enerji verimliliği ve sanayi sektöründe hedeflenen yapısal dönüşümü başarabilirsek, 2053 yılında nihai enerji tüketimimizi 2020 seviyesinde sabitlemiş oluruz” dedi.

    Ekonomik Büyüme ile Daha Az Enerji Tüketmek Mümkün

    Ekonomik büyümenin enerji talebini artıracağı ve yenilenebilir enerji ile bu ihtiyacın karşılanması gerekliliğine dair görüşlerini paylaşan Güllü, “Enerji verimliliği ve bazı son kullanım sektörlerinde gerçekleştirilecek yapısal dönüşümlerle, ekonomik anlamda gelişirken aynı zamanda enerji tüketim artış hızını da aşağıya çekebilmek mümkün. Temiz elektrifikasyona geçiş, sanayi sektörünün bile enerji tüketimini önemli ölçüde azaltabilir” şeklinde konuştu.

    Dönüşüm Konusunda SKDM Sektörleri Bilinçli

    Sanayinin enerji dönüşümü konusundaki farkındalığını değerlendiren Güllü, “Sanayi sektörü aslında oldukça bilinçli. Karbonsuzlaşma, rekabeti etkileyen önemli bir unsur haline geldi. Özellikle Avrupa Birliği’nde yaptığımız ithalatlar, bu sektördeki şirketleri doğrudan etkiliyor. SKDM düzenlemesinin de etkisiyle, gelirini ihracatla elde eden şirketlerde ve ilk etkilenen sektörlerde ciddi bir bilinçlenme var” ifadelerini kullandı.