Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nden Fındık Açıklaması
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaklaşan fındık hasadı ve çiftçilerin beklentilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Bayraktar, fındık alım fiyatlarının açıklanmasını bekleyen Karadeniz Bölgesi’ndeki üreticilerin, sanayicilerin, tüccarların, ihracatçıların ve esnafın endişelerine dikkat çekti.
“Fındıkta hasat zamanı geldi. Karadeniz Bölgesi’nde tüm paydaşlar fındık alım fiyatının belirlenmesini bekliyor” diyen Bayraktar, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
“Sıcaklık, kahverengi kokarca ve mantar hastalıkları nedeniyle rekoltede düşüş bekliyoruz”
Küresel iklim değişikliği nedeniyle yaşanan kuraklık ve ani hava sıcaklığı değişiklikleri, diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi fındık üretimini de olumsuz yönde etkiledi. Fındık ağaçlarında muhtelif yerlerde güneş yanığı gözlemleniyor.
Kahverengi kokarca gibi istilacı türler ile mantar hastalıklarının neden olduğu zararlar, fındıkta verim kaybına yol açtı. Fındıkta dökülmeler meydana geldi. İstilacı türler ve mantar hastalıkları ile mücadelede belirli bir seviyeye ulaşılmış olsa da, aşırı sıcaklıklar ile birlikte bu yıl fındık rekoltesinde önemli bir düşüş bekleniyor. Bu yıl, bu kayıplarla birlikte fındık üretiminin 700 bin tonun altında gerçekleşmesi öngörülüyor.
Türk Fındığı Artık Bir “Dünya Ürünü”
Dünya fındık üretiminin yüzde 64’ünü Türkiye karşılıyor. En yakın rakibi olan İtalya ile aramızda 7,7 katlık bir üretim farkı bulunuyor. Eğer biz fındık üretmezsek, dünya çikolata sektörü ciddi bir krizle karşılaşır. Çünkü çikolatada alternatif ürünler kullanılabilir, fakat Türk fındığının sağladığı tat ve aroma başka hiçbir ürünle elde edilemez.
Ülkemizin en fazla fındık ihraç ettiği iki ülke Almanya ve İtalya’dır. Bu ülkeler, Türkiye’den ithal ettikleri fındıkları işleyerek tüm dünyaya pazarlıyorlar. Ülkemizin kazandığı gelirin çok daha fazlasını elde ediyorlar. Ancak bu ülkelerde fındığın fiyatı ya da geleceği hakkında bir tartışma yürütülmüyor; bunun yerine üretilen katma değerli ürünlerin dünya çapında nasıl daha fazla satılacağı üzerine konuşuluyor.
Türkiye, fındık üretiminin yüzde 80-85’ini ihraç ediyor. Üretim ile ihracat arasındaki ilişkiye bakıldığında, bu iki olgunun birbirine paralel bir seyir izlediği görülüyor. Çok ürettiğimiz yıllarda yüksek, az ürettiğimiz yıllarda ise düşük ihracat gerçekleştiriyoruz ancak bu ihracat oranını her zaman koruyoruz. Yaklaşık 110 bin ton iç piyasa tüketimini de eklediğimizde, ürettiğimiz kadar fındığı tükettiğimiz açıkça görülüyor. Elimizde stok olarak fındık kalmamaktadır. Bu durum, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) stok istatistikleriyle de net bir biçimde ortaya konmaktadır.
“Üreticiler, Artan Maliyetler Nedeniyle Tatmin Edici Bir Taban Fiyat Açıklanmasını Bekliyor”
Tarımsal üretimin en önemli gider kalemleri arasında mazot, gübre, ilaç ve işçilik ücretleri yer almaktadır. Son bir yıl içerisinde mazot fiyatları yüzde 109, gübre fiyatları yüzde 37 ve tarım ilacı fiyatları yüzde 67 oranında artmıştır.
Fındık üretiminde en önemli maliyet unsuru olan işçilik ücretleri, sadece son bir yılda 2,5 kat artış göstermiştir. Bu sebeple üreticilerimiz, artan maliyetler nedeniyle tatmin edici bir taban fiyat açıklanmasını beklemektedir.
Toprak Mahsulleri Ofisi, fındık alım fiyatını belirlerken artan girdi maliyetlerini, enflasyon oranını ve üreticilerin kârını göz önünde bulundurmalıdır. Ziraat Odalarımızın bölgede açıkladığı fiyat beklentilerini karşılamalıdır.
“Toprak Mahsulleri Ofisi En Kısa Sürede Fiyat ve Alım Politikasını Açıklamalıdır”
Toprak Mahsulleri Ofisi, 2024 fındık alım fiyatını ve alım politikasını zaman kaybetmeden açıklamalıdır. Hasat öncesi fındık alım fiyatının açıklanması, üreticilerimiz ve tüm paydaşlar için kritik bir öneme sahiptir. Fiyat ne kadar erken açıklanırsa, üreticisinden ihracatçısına, sanayicisinden manavına kadar tüm kesimler geleceğe yönelik ekonomik planlarını o kadar sağlıklı bir şekilde yapabilecektir.
Bazı dönemlerde serbest piyasada oluşan fiyatlar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı fiyatın gerisinde kalmaktadır. Kararlı bir alım politikası oluşturulamazsa, faturayı üreticilerimiz ödeyecektir.
Pek çok fındık üreticisinin fiyat yükselecek umuduyla fındığını 5-6 ay bekletme gibi bir lüksü yoktur. Fındıktan elde ettiği gelirle geçinmeye çalışan yüzbinlerce üreticimiz mevcuttur. Bu nedenle Toprak Mahsulleri Ofisi alımlarda hızlı davranmalı, kota uygulamamalı, tüm ürünü alacağını beyan etmeli ve ürün bedellerini en geç bir hafta içinde üreticilerin hesaplarına aktarmalıdır.
“Fındıkta Alan Bazlı Destek 10 Yıldır Değişmiyor”
Fındıkta üretim maliyetlerini düşürmek ve üreticilerin gelir seviyelerini korumak amacıyla, 2009 yılından bu yana fındık üreticilerine alan bazlı gelir desteği verilmektedir. 2009 ile 2012 yılları arasında dekara 150 lira, 2013 yılında dekara 160 lira, 2014 yılında ise dekara 170 lira olarak ödenmiştir. Fakat aradan geçen 10 yıl boyunca bu destek miktarı artırılmamış ve 2023 yılında yine dekara 170 lira olarak belirlenmiştir.
Üreticilerimiz, verilen desteği yıl içinde bahçelerindeki kültürel işlemlerde kullanarak, desteği devletin fındık üreticilerinin yanında olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirmektedir. Ancak günümüz koşullarında bu destek yetersiz kalmaktadır.
Ülkemizin yaşadığı ekonomik sıkıntılar karşısında fındık üreticilerimiz, devletin kendilerine sahip çıkmasını ve fındık alan bazlı destek miktarının günün şartlarına uygun olarak artırılmasını talep etmektedir.
“Türk Fındığının Geleceği Bahçelerin Yenilenmesine Bağlıdır”
İklim değişikliğinin fındık üzerindeki etkileri de önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Hasat tarihlerinde öne kaymalar yaşanmakta ve iklim değişikliğine bağlı hastalıklar ile zararlılarda artış gözlemlenmektedir. Bu durum, verim üzerinde ciddi etkilere yol açmaktadır. Ülkemiz, verimi artırmaya yönelik çözüm odaklı uygulamaları bir an önce hayata geçirmelidir.
Ekonomik ömrünü tamamlamış bahçelerin sökülerek yerlerine yeni bahçeler oluşturulması gerekmektedir. Çay ürününde uygulanan yenileme tazminatına benzer bir destekleme modeli fındık için geliştirilerek uygulanmalıdır.