Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Türk Tekstil Sektöründe Dönüşüm ve Gelecek Hedefleri

    Türk tekstil sektöründe dönüşüm sürecini ve geleceğe yönelik hedefleri keşfedin. Sektördeki yenilikler, sürdürülebilirlik ve rekabet avantajları hakkında bilgi edinin. Geleceğin tekstil dünyasına dair öngörülerle dolu bir içerik!

    Türk tekstil sektöründe dönüşüm sürecini ve geleceğe yönelik hedefleri keşfedin.

    Nurdoğan A. ERGÜN

    Başta tekstil ve konfeksiyon sektörü olmak üzere Türkiye’nin kentsel dönüşüm gibi sektörel bir dönüşüm başlatması gerektiğini belirten Merter Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Gürbüz Oruç, bu dönüşümün sektörlerin kendi dinamikleriyle gerçekleşebileceğini vurguladı. Türkiye’nin tekstil ve konfeksiyonda önemli bir noktaya geldiğini ancak kurumsallaşma noktasında eksiklikler yaşandığını ifade eden Oruç, “Belki hazır giyimde değil ama tekstilde dünyanın birçok markasına kumaş üretiyoruz. Denimde oldukça iyiyiz. Ancak bugün Merter’deki işletmelerin yüzde 99’unun çocukları babalarının işini devralmıyor. Markalaşarak çıtayı yükseltmeyi ve gençleri sektöre çekmeyi başaramadık. Artık biz de savunma sanayi gibi büyük bir dönüşüm hamlesi başlatmak zorundayız. Ancak bu dönüşüm, bürokratlarla değil, tekstilcilerle gerçekleşecek. Bunu başaramadığımız sürece ilerlememiz pek mümkün değil. Yani biz bir takım olacağız ama takımın lideri bürokrat değil, sektörün kendisi olacak” dedi.

    “Türk tekstili de THY gibi marka olmalı”

    Türk tekstil sektörünün mevcut krizden güçlenerek ve markalaşarak çıkabileceğini dile getiren Gürbüz Oruç, “Bugüne kadar ucuz fiyat avantajı üzerinden ilerledik. Ancak artık THY gibi dünya çapında bir marka olmamız gerekiyor. Yani müşteri, ‘pahalı ama değiyor’ demeli. Bunu başaran markalarımız var. Örneğin, Punto, 150 bin dolara ceket satabiliyor. Çünkü onlar, ‘bunu daha ucuza nasıl üretirim’ değil, ‘bunu daha nitelikli nasıl yapar, nasıl daha pahalı satarım’ diye düşünüyor. Bunu sektör politikası haline getirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Oruç, bu noktada sektörden kazanç elde edenlerin, bu kazançları başka alanlara değil, tekrar sektöre yatırmaları gerektiğinin altını çizdi.

    “Lojistik, üretim maliyetlerinden fazla”

    Diğer yandan, Türk tekstil ve hazır giyim ürünlerinin fiyatlarının Avrupa seviyesine ulaştığını belirten Oruç, “Dolayısıyla Avrupa’nın siparişleri Uzak Doğu’ya ve Mısır’a kaymaya başladı. Bizde işçilik, enerji, kira gibi maliyetler artmış olabilir ama en önemli unsur lojistik maliyetleri. Azerbaycan’a buradan 1 kg ürün göndermek 7 dolar. Bizden daha uzak olmasına rağmen Çin’den bu ürün 2-2.5 dolara geliyor. Bu durumu Cezayir, İran, Irak, Fas ve Tunus ile de yaşıyoruz” dedi.

    “Merter, 2025’te ihracatta 10 milyar dolara koşacak”

    Türk tekstil sektöründe küresel dalgalanmalara rağmen 2025’te daha büyük fırsatlar doğacağını ifade eden Gürbüz Oruç, Merter’in bu fırsatları değerlendirme hazırlığında olduğunu söyledi. Gelecek yıl Merter’i moda merkezine dönüştürmeyi ve 10 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediklerini belirten Oruç, “Bu hedefe ulaşmak için yeni pazarlar kapsamında özellikle Afrika, Orta Doğu ve Asya pazarlarına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı pazarlarda, en yenilikçi ürünlerle farklılaşmayı planlıyoruz. Markalaşma, tasarım ve inovasyon konularında üyelerimize destek vererek, küresel markalarla rekabet edebilmeleri için yönlendiriyoruz. E-ticaret platformlarına entegre olmak, dijital pazarlama stratejileri geliştirmek ve sosyal medyayı etkin kullanmak konusunda üyelerimize rehberlik ediyoruz” dedi.

    Türkiye’nin, dünya genelinde en büyük tekstil ve hazır giyim ihracatçılarından biri olduğunu hatırlatan Oruç, “2023 yılında tekstil ve hazır giyim sektörü ihracatı, 30 milyar doların üzerinde bir seviyedeydi. Bunun yaklaşık 6 milyar doları, Merter tekstil sektörü firmalarına aittir” dedi. Oruç, konulan hedeflere ulaşmak için üretimin tüm aşamalarında verimliliği artırmanın, yeni pazarlara açılmanın ve sürdürülebilirlik standartlarına uyum sağlamanın önem taşıdığını belirtti. Şirketlerin Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapmaları, inovasyon odaklı olmaları ve dijitalleşmeye hız vermeleri de büyük önem arz ediyor.

    Merter bölgesindeki tekstil firmalarının yıllık cirosunun yaklaşık 5 milyar dolar olduğunu vurgulayan Oruç, “Merter bölgesi, binlerce kişiye istihdam sağlayan tekstil firmalarına ev sahipliği yapıyor. MESİAD’a üye olan firmaların sağladığı toplam istihdamın, 100-150 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Bu istihdam, üretim, tasarım, pazarlama ve ihracat gibi geniş bir yelpazede yer alıyor” dedi.

    “2025’te insan kaynağı açığı büyüyecek”

    2025’te üretim süreçlerinin dijitalleşmesinin hızlanacağını, akıllı tekstil uygulamalarının yaygınlaşacağını ve bu dönüşümün sektörün küresel rekabet gücünü artıracağını belirten Oruç, “Aynı zamanda çevre dostu üretim yöntemlerine yatırım yapan firmalar da piyasanın yükselen yıldızları olacak. 2025 yılına ilişkin bir diğer önemli beklenti de ihracatta yaşanacak artışlar ve yeni pazarların keşfi olacak. İhracatçıların bu yeni pazarlara açılabilmek için esnek ve hızlı çözümler geliştirmesi gerekecek. Bununla birlikte AB ve ABD gibi geleneksel pazarlara ek olarak Afrika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik bölgeleri de önümüzdeki dönemde Türk tekstil sektörü için büyük fırsatlar sunacak” diye konuştu.

    Öte yandan teknolojik yatırımların 2025’te özellikle otomasyon, yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi yenilikçi teknolojilerin üretim süreçlerinde daha fazla yer bulacağını ifade eden Oruç, “Bu teknolojilere yatırım yapmayan firmalar küresel pazarda geride kalacak, yeni teknoloji entegrasyonu rekabet avantajı yaratacak. Nitelikli iş gücü de sektörün sürdürülebilir büyümesi için hayati bir öneme sahip. 2025’te özellikle teknik bilgiye sahip, yenilikçi ve yaratıcı personel ihtiyacının artacak olması, bu alanda mesleki eğitim programlarının yaygınlaşmasının büyük önem taşıyacağı anlamına geliyor. Firmaların, insan kaynağına yatırım yapmaları gerekecek ve geleceğin tekstil sektöründe beceri geliştirme ile inovasyon ön planda olacak” yorumunu yaptı.

    “İşletmeler bu yıl fiyat politikalarını gözden geçirdi”

    Artan maliyetlerin, özellikle enerji ve hammadde fiyatlarındaki yükselişin bu yıl üretim maliyetlerini artırdığını ve kârlılık üzerinde baskı oluşturduğunu kaydeden Gürbüz Oruç, şunları söyledi: “Bu durum, birçok işletmenin fiyat stratejilerini gözden geçirmesine ve maliyet düşürme yöntemlerine yönelmesine neden oldu. Öte yandan, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ihracat için hem fırsat hem de zorluk yarattı. Dış pazarlarda rekabet gücünü artırma çabaları, ihracat odaklı stratejileri ön plana çıkardı. MESİAD, bu süreçte üyelerine piyasa bilgileri sağlama, eğitimler ve networking fırsatları sunarak sektörün dayanıklılığını artırdı. Sonuç olarak, ekonomik belirsizlikler, sektörün dönüşümünü hızlandırdı ve üyelerin adaptasyonunu test etti. Bu koşullar, yenilikçi çözüm ve sürdürülebilir uygulamalar için motivasyon kaynağı oldu.”

    “Sürdürülebilir modayı teşvik etmek için çalışıyoruz”

    MESİAD olarak giyim tekstili alanında sürdürülebilir modayı teşvik etmek için birçok çalışma yaptıklarını aktaran Gürbüz Oruç, şu açıklamayı yaptı: “Üyelerimizi doğal boyalar, organik kumaşlar ve geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı gibi konularda bilgilendiriyoruz. Ayrıca sürdürülebilir moda tasarım yarışmaları düzenleyerek genç yetenekleri destekliyoruz. Çünkü sürdürülebilir moda, hem sektörümüzün geleceği hem de tüketicilerin beklentileri açısından büyük önem taşıyor. Özellikle sektördeki kadın ve genç çalışan istihdamını artırmak için eğitimler düzenliyoruz, kadın ve genç girişimcileri destekliyor ve eşit fırsatlar yaratmaya çalışıyoruz. Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirmek için meslek okulları ve üniversitelerle iş birliği yapıyoruz. Eğitim, sağlık ve çevre alanlarında projeler yürüterek topluma katkı sağlamaya yönelik örnek teşkil edecek çalışmaları hayata geçiriyoruz.”