Dünya genelinde ticaret politikası ve kararları konusunda artan belirsizlikler, ekonomik büyümeye yönelik bir risk oluşturabilir. Özellikle Donald Trump’ın gelecekteki başkanlık seçimlerini kazanması durumunda, ABD’nin ithalatına yönelik vergi artışları gibi agresif önlemler alabileceği öngörülmektedir. Bu durum, ticaret politikasındaki belirsizliği ölçen endekslerin 2018 ve 2019 yılları arasındaki ticaret çatışmalarından bu yana en yüksek seviyelere çıkmasına neden olmuştur.
Ekonomistler, ticaret politikasındaki belirsizliğin dünya ekonomisine yönelik potansiyel etkilerini değerlendirirken, işletmelerin yatırımlarını erteleyebileceğine dikkat çekmektedirler. Ticaret politikasındaki belirsizlik nedeniyle işletmelerin gelecekteki durumu öngörmekte zorlanabileceği ve bu durumun ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceği belirtilmektedir.
- 2018 ve 2019 yılları arasında yaşanan ticaret anlaşmazlıkları döneminde, ABD ve Avrupa’daki işletmelerin genelde daha az yatırım yaptıkları gözlemlenmiştir. Özellikle ticaret politikasındaki belirsizliklerin arttığı dönemlerde, sermaye harcamalarında düşüş yaşanmış ve yatırım büyümesinde gerileme görülmüştür.
- Halka açık şirketler arasında, özellikle hammadde ve sanayi malları sektörlerinde faaliyet gösterenlerin, ticaret anlaşmazlıklarına karşı daha hassas oldukları tespit edilmiştir. Bu dönemlerde, hisse senedi performansları ile yatırım seviyeleri arasında negatif bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir.
- Uluslararası verilere göre, ticaret politikasındaki belirsizliklerin arttığı dönemlerde, büyük ekonomilerde yatırım büyümesinde önemli ölçüde azalma yaşanmaktadır. Bu durum, ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilecek potansiyel bir risk olarak değerlendirilmektedir.
Goldman Sachs ekonomistlerine göre, ticaret politikasındaki belirsizliklerin artması, ABD’de GSYH büyümesini yaklaşık yüzde 0,3 puan, Avrupa’da ise yüzde 0,9 puan azaltabileceği öngörülmektedir. Ancak, bu durumun 2018 ve 2019 yıllarındaki seviyelere geri dönmesi beklenmese de, ticaret politikasındaki belirsizliğin ekonomik büyüme üzerindeki riskinin devam ettiği belirtilmektedir.