Sözcü Yardımcısı Patel, düzenlediği günlük basın toplantısında gazetecilerin Orta Doğu’daki son gelişmelere dair yönelttiği soruları yanıtladı. Bu toplantıda, özellikle uluslararası insan hakları ile ilgili önemli konular gündeme geldi.

Patel, Uluslararası Af Örgütü’nün İsrail’i soykırımcı olarak nitelendiren raporuna ilişkin olarak, “Böyle bir raporun sonuçlarına katılmıyoruz. Geçmişte olduğu gibi şimdi de soykırım iddialarını asılsız bulmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu tür raporların, karmaşık bir durumu basite indirgeme eğiliminde olduğunu belirtti.

Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum kuruluşlarının “hayati rolünü” kabul ettiklerini vurgulayan Patel, bu tür ciddi iddiaların dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. “Bu terimin (soykırım) burada geçerli olduğuna inanmıyoruz.” diyerek, konunun hassasiyetine dikkat çekti.

Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü, “İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı soykırım suçu işlediği”ni belirttiği raporunu 5 Aralık’ta yayımlamıştı. Bu rapor, dünya genelinde farklı tepkilere yol açtı.

Esad Rejiminin İnsan Hakları İhlalleri

Patel, Esed rejiminin Suriye’deki insan hakları ihlalleri ve suçlarının soruşturulması konusundaki ABD’nin tutumuyla ilgili bir soruya ise şu şekilde yanıt verdi: “Esed rejimi, Suriye’de uzun bir süre boyunca insanları gözaltına aldı, yok etti, işkence yaptı ve birçok masum insanı öldürdü.” dedi.

Rejimin devrilmesini “temel bir adalet eylemi” olarak değerlendiren Patel, “Bu, uzun süredir acı çeken Suriye halkının kendi ülkeleri için daha iyi bir gelecek inşa etmesi adına tarihi bir fırsat anıdır.” şeklinde konuştu.

Patel, Suriye’den kaçmış olan kişilerin Esed’in işlediği suçlarla ilgili pratik olarak bir soruşturma yürütülmesinin zorluklarına da dikkat çekti. “Suriye’nin geleceğine odaklanıyoruz,” diyen Patel, bölgedeki komşu ülkeleri desteklemek için bir altyapı oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Bu bağlamda Ürdün, Lübnan, Irak, Türkiye ve İsrail’in önemli rol oynadığını kaydetti.