Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu’nun Açıklamaları
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, 2024 yılının küresel otomotiv sektörü açısından zorlu bir dönem olacağını vurguladı. Eroldu, “2024 yılında enflasyonun etkisiyle beklenilenin altında kalan Avrupa pazarı, Çin’in hem iç hem de ihraç pazarlarında artırdığı rekabet gücü, Avrupa’da elektrikli araç (EV) talebinin öngörülerin gerisinde kalması, yüksek teknolojiye yapılan yatırımların gerekliliği ve düşük EV marjları, karlılıklarda gerileme ve tedarik zincirindeki artan kırılganlık tüm Avrupalı üreticileri ciddi şekilde zorlamakta. Küresel otomotiv ekosistemindeki bu gelişmeler elbette ki sanayimizi de etkilemekte.” dedi.
2023 Yılı Üzerine Değerlendirmeler
Eroldu, yılın 11 aylık sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunarak, otomotiv üretiminde yüzde 8, ihracatta ise adet bazında yüzde 1’lik bir daralma yaşandığını belirtti. “Bununla birlikte, değer bazında yüzde 3 artış sağlayarak 33 milyar dolara ulaşan ihracatımız, sektörel ihracat sıralamasındaki lider konumunu korudu. İç pazar ise kasım sonu itibarıyla 1,1 milyonun üzerinde gerçekleşti.” diyen Eroldu, ihracatın sürekliliğini sağlamak ve rekabetçiliği korumak için Avrupa Birliği düzenlemelerine uyum sağlama zorunluluğunun altını çizdi. Sanayinin, ürünleri, operasyonel süreçleri ve tedarik zinciri yönetimi ile ciddi bir uyum süreci yaşadığını ifade etti.
2024 yılında ana ve tedarik sanayi yatırım süreçlerine devam ederken, regülatif zorunluluklara uyum sağlamak için önemli bir çaba gösterdiklerini belirten Eroldu, OSD’nin Yeşil Mutabakat hedefleri çerçevesinde döngüsel ekonomi, kaynak verimliliği ve sürdürülebilir üretim alanlarında farkındalığı artırmak amacıyla hibe desteği almaya hak kazandığını sözlerine ekledi. OSD, sanayi ekosisteminde çevresel bilinci artırmayı ve tüm paydaşlarla işbirliğini güçlendirmeyi hedefleyen eğitim, farkındalık ve kapasite artırma projelerine devam etti.
2025 Yılına Yaklaşırken Belirsizlikler
Eroldu, 2025 yılına yaklaşırken küresel otomotiv sektörünün belirsizliklerle dolu bir döneme girdiğini belirtti. Avrupa’dan gelen fabrika kapanmaları ve istihdam azaltımı haberlerinin artmaya başladığını vurguladı. Küresel otomotiv sektörünün gelecek yıl finans, istihdam ve büyüme açısından ciddi zorluklarla mücadele edeceğini ifade eden Eroldu, “Avrupa’nın en önemli ihracat pazarımız olduğu düşünüldüğünde, Avrupa’daki potansiyel pazar daralması nedeniyle oluşabilecek araç fazlasının Türkiye pazarına kaydırılması riski bulunuyor.” dedi.
Sektörel Riskler ve Önlemler
Özellikle Avrupa pazarlarındaki daralma ve atıl üretim kapasitesinin, Türk otomotiv sanayisinin ihracatında düşüşe neden olabileceğine dikkat çeken Eroldu, “Avrupa’nın, ihracatımızdaki yüzde 70’lik payı dikkate alındığında, bu risklere karşı proaktif önlemler almak büyük önem taşıyor. İhracat pazarlarındaki dalgalanmaların etkisini azaltmak için iç pazarda yerli araçların payını artırmamız lazım.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin aşınan üretim rekabetçiliğini güçlendirmek için politika geliştirilmesinin önemli olduğunu söyleyen Eroldu, mevcut tesisleri korumanın daha da kritik hale geldiğini belirtti. OSD Başkanı, Türk otomotiv sanayisinin temel önceliklerinin AB’nin sıkılaşan hedeflerine uyum sağlamak ve 2025’in öngörülmesi zor küresel ekonomik ortamını dikkate alarak esnek ve yenilikçi stratejiler geliştirmek olduğunu vurguladı.
Otomotiv Satış Sonrası Sektörüne Bakış
Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özçete, 2024’ün otomotiv satış sonrası sektörü için çok fazla iniş ve çıkışların olmadığı, hafif durağan seyreden bir yıl olacağını ifade etti. Özçete, “Bu durumu, elektrikli araç sürecindeki dönüşüm sancıları ve küresel ekonomik krizin devam etmesine bağlıyoruz.” dedi.
Satış Rakamları ve Ekonomik Zorluklar
Özçete, satış rakamlarının gerilemesinin nedenleri arasında krediye erişim zorlukları, nakit akışı dengesizlikleri, enerji ve ham madde maliyetlerindeki artışlar, özellikle dağıtıcı firmalardaki talebin geriye çekilmesi ve kullanıcıların araç bakım periyodlarını ileri tarihlere ertelemesi gibi faktörlerin etkili olduğunu belirtti. Ağır vasıta araç grupları için ise inşaat, lojistik ve tarım sektörlerinde artan ihtiyacın, ağır vasıta yedek parça hizmeti sunan firmalar için daha olumlu bir yıl geçirmelerini sağladığını kaydetti.
Özçete, 2025 için 2024’te elde ettikleri satış rakamlarının üzerine çıkmayı hedefleseler de, önümüzdeki 5 yıl içinde geçmiş dönemlerdeki hızlı büyümeleri öngörmediklerini dile getirdi. “2025 yılı satış rakamlarını etkileyecek en belirleyici faktörlerin başında faiz indirimleri geliyor. 2025 itibarıyla faizlerin düşmesi, iç piyasada arz-talep dengesini yeniden canlandıracaktır.” şeklinde konuştu.
Yeni Pazarlar ve İstihdam
Özçete, ihracat kapsamında Afrika ülkeleri başta olmak üzere açılacak yeni pazarların, sektörde büyümeyi sağlama hedefleri arasında yer aldığını belirtti. Türkiye’nin küresel otomotiv ve otomotiv satış sonrası sektörlerinde önemli bir katkı sağladığını ifade eden Özçete, “2025 yılı içinde yeni trendlerin en yakın takipçisi ve öğreticisi olarak aftermarket pazarına yön vermek en büyük hedeflerimiz arasında.” dedi.
Otomotiv satış sonrası sektöründe büyümeye bağlı olarak istihdam oranlarının artmaya devam ettiğini dile getiren Özçete, sektörün ulusal ve uluslararası gelişmelerden ciddi anlamda etkilendiğini belirtti. “Elektrikli araçlara geçiş sürecinde Çin ve Avrupa ülkeleri arasındaki rekabet, Avrupalı otomotiv üreticilerinin küresel rekabette geriye düşmesine neden oldu. Bu durum, Avrupa’daki birçok fabrikanın kapanmasına veya kısıtlı kapasitede üretime devam etmesine yol açtı.” dedi.
İstihdam ve Eğitim Önemi
Özçete, mavi yaka çalışanların elektrikli, otonom ve bağlantılı araçlar konusunda gerekli eğitimlere tabi tutulmasının ve yeni teknolojilere hızlı adapte olabilecek personelin iş gücüne dahil edilmesinin büyük önem taşıdığını belirtti. “Bu sorunları geniş kapsamlı bir şekilde ele alabilmek için, sektördeki işletmelerin sürdürülebilir stratejiler benimsemesi ve AR-GE yatırımlarına ağırlık vermesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Yurt içi istihdam rakamlarının Avrupalı rakipler ile kıyaslandığında daha yüksek seviyelerde olacağını düşündüğünü aktaran Özçete, “Çin ve Avrupa rekabetinin etkileri, ülkemizde istihdam yaratma ve ihraç etme konusunda olumlu katkılar sağlayacaktır.” şeklinde konuştu. Ayrıca, Bağımsız Otomotiv Aftermarket Dağıtıcıları Federasyonu ile güçlü bir işbirliklerinin bulunduğunu belirtti ve sektördeki büyüme potansiyelini göz önünde bulundurarak ihracat ve istihdamı artırmaya yönelik desteklerinin devam edeceğini sözlerine ekledi.