Necip Hablemitoğlu: Bir Düşünce Adamı ve Akademisyen
“Dilde, Fikirde, İşte Birlik” isimli aylık dergiyi yayımlayan Necip Hablemitoğlu, basın danışmanlığı yaptıktan sonra akademik kariyerine adım atmıştır. Uzun yıllar boyunca Orta Avrupa ve Balkanlarda Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında kapsamlı eserler kaleme almış, çalışma hayatına dair önemli kitap ve makalelere imza atmıştır. İşte, Hablemitoğlu’nun biyografisi…
NECİP HABLEMİTOĞLU KİMDİR?
Necip Hablemitoğlu, 1954 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu’ndan mezun olmuştur. “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” adlı dergiyi çıkaran Hablemitoğlu, birçok kuruluşta basın müşaviri olarak görev yapmış ve Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktorasını tamamlamıştır.
Hablemitoğlu, Orta Avrupa ve Balkanlar’daki Türk eserleri, Türk azınlıkları ve şehitlikler konularında derinlemesine çalışmalar yürütmüştür. Kaleme aldığı önemli eserler arasında şunlar bulunmaktadır:
- Sovyet Rusya’da Ölüm Kampları
- Türksüz Kırım: Yüz Binlerin Sürgünü
- Çarlık Rusyası’nda Türk Kongreleri (1905-1917)
- Şefika Gaspıralı ve Rusya’da Türk Kadın Hareketi (1893-1920)
- Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke: Türkiye
- Milli Mücadelede Yeşil Ordu Cemiyeti
- Gaspıralı İsmail
- Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası
- Kırım’da Türk Soykırımı
- Köstebek
Hablemitoğlu, “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” adlı eserinde, Alman vakıflarının Türkiye’deki yasadışı faaliyetlerini, etnik ve mezhepsel ayrılıkları kışkırttıklarını ve altın madeni karşıtlarını finanse ettiklerini iddia etmiştir. Bu eser, dönemin Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından dikkatle incelenmiş ve Hablemitoğlu’nun çalışmaları hakkında önemli bilgilere ulaşılmıştır.
1990’lardan itibaren Ankara Üniversitesinde Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi dersleri vermeye başlayan Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 akşamı Çankaya Portakal Çiçeği Sokağı’ndaki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayata veda etmiştir.
HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ
Cinayetin ardından gazetelerde “Derin suikast” ve “Devletin hassas olduğu konularda araştırmalarıyla tanınan Hablemitoğlu vurularak öldürüldü” gibi manşetler yer aldı. Hablemitoğlu’nun ölümünden sonra yayımlanan “Köstebek” adlı kitabının son bölümünde, telefonlarının dinlendiğinden ve bilgisayarındaki dosyaların kopyalandığından şüphelendiğini belirtmiştir. Bu nedenle, internete girmeden başka bir bilgisayar kullandığını ifade etmiştir.
2003 yılında yayımlanan “Köstebek” adlı eserinde, FETÖ olarak bilinecek yapının devlet içindeki yapılanmasını, Emniyet İstihbarat Dairesi’ndeki etkilerini ve kendilerine karşı çıkanları nasıl pasivize ettiklerini detaylı bir şekilde anlatmıştır. Hablemitoğlu, bu yapılanmanın Türkiye için büyük bir tehlike arz ettiğini vurgulamış, “Gülen cemaatinin silahlı örgüt halini almaya başladığı” tespitinde bulunmuştur.
Cinayetin ardından ilk soruşturma, dönemin Ankara DGM Savcısı Cengiz Köksal tarafından başlatılmıştır. 2003 yılında, İstanbul’da bir sanığın suikastı kendisinin gerçekleştirdiğini iddia etmesi üzerine bazı kişilerin ifadeleri alınmış, yerler araştırılmış ancak yeterli delil elde edilememiştir.
Hablemitoğlu’nun çalışmaları nedeniyle uluslararası gizli servisler tarafından hedef alındığına dair iddialar da ortaya atılmış ancak bunlar da kanıtlanamamıştır. FETÖ’nün Ergenekon davasında, Hablemitoğlu cinayetinin arkasında bu örgütün bulunduğu iddia edilmiştir. Ancak Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, davaya müdahillik önerisini kabul etmemiştir.
Yıllar geçmesine rağmen faili meçhul kalan Hablemitoğlu dosyası, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden kısa bir süre önce tekrar incelenmiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün darbe girişiminden bir gün önce tamamladığı iddianamede Hablemitoğlu suikastına da yer vermiştir. İddianamede, Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında silahlı terör örgütü kurmaktan dava açılmıştır.
İddianamede, “Fetullahçılar bu suikastı Ergenekon’un işi gibi göstermek için çaba sarf etmişlerdir.” tespitlerine yer verilmiş, aynı dönemde dosya eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen tarafından yeniden incelenmiştir. Hablemitoğlu suikastı soruşturması, cinayetten 20 yıl sonra, 11 Kasım 2022’de tamamlanmıştır.
Bu süreçte, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile emekli Albay Levent Göktaş’ın da aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 10 sanık hakkında yeniden dava açmıştır. Sanıklar arasında Fetullah Gülen, emekli albaylar Levent Göktaş ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, “tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmaktadır.
Sanıkların durumu üzerine devam eden süreçte, 2 Ocak 2025 tarihinde yargılamalara devam edilecektir.