Elektrikli Araçlar ve Mersin’deki Gelişmeler
Fahriye KUTLAY ŞENYURT / MERSİN
Son dönemde elektrikli araçların önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen konferansta konuşan EMO Mersin Şube Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Alkan Alkaya, Mersin’in bu alandaki hızlı gelişimine dair çarpıcı bilgiler paylaştı. 2023 Haziran ayında şehirde 91 olan şarj istasyonu sayısının, 2025 itibarıyla 197’ye çıkmasının planlandığını belirtti. Mersin’in, elektrikli araçlar için şarj altyapısının hızla geliştiği örnek illerden biri olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Alkaya, elektrikli araçların sadece çevre dostu bir alternatif değil, aynı zamanda küresel ölçekte bir gereklilik haline geldiğini ifade etti.
Alkaya, fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılmasının, karbon emisyonlarının sıfırlanmasının ve enerji verimliliğinin artırılmasının ulaşım politikalarının temel unsurları olduğunu dile getirdi. Elektrikli araçların şehirlerdeki hava kalitesini artırma potansiyeline sahip olduğunu ve ulaşımın dijitalleşmesini hızlandırdığını belirtti.
Şarj Altyapısının Gelişimi
Konferansta, elektrikli araçların yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden birinin şarj altyapısının yetersizliği olduğunu dile getiren Alkaya, bu konudaki önemli gelişmeleri şu şekilde aktardı:
- Avrupa’da 2020 yılında 250 bin olan şarj istasyonu sayısının, 2024 itibarıyla 500 bini aştığı tahmin ediliyor.
- ABD, her 80 kilometrede bir şarj istasyonu hedefi doğrultusunda 5 milyar dolar kaynak ayırdı.
- Türkiye’de, 2023 yılında 1.719 olan şarj istasyonu sayısının 2024’te 6.058’e çıkması bekleniyor.
- 2025 Şubat hedefi ise 11.037 istasyon olarak belirlenmiştir. Bu istasyonların yüzde 70’i şehir içinde, yüzde 30’u ise şehirlerarası yollar üzerinde konumlanmaktadır.
Türkiye İçin Büyük Bir Fırsat
Konferansta moderatörlük görevini üstlenen Ali Öztürk de yaptığı konuşmada elektrikli araçların Türkiye açısından sunduğu büyük fırsatlara dikkat çekti. Öztürk, Avrupa Birliği’nin aldığı karar doğrultusunda 2035 yılından itibaren içten yanmalı motorlu araçların yasaklanacağını hatırlatarak, Türkiye’nin bu dönüşüme uyum sağlamasının zorunlu olduğunu vurguladı. “Elimizde şu an altın değerinde bir yan ürün var; bu da elektrikli araçlara yönelik teknolojiler ve altyapıdır. Bu alanda ciddi adımlar atmalıyız” dedi.