Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Küresel Piyasalarda Haftalık Gelişmeler ve Analizler

    Küresel piyasalardaki haftalık gelişmeler ve analizler hakkında kapsamlı bilgiler. Ekonomik trendleri ve piyasaları yakından takip edin.

    Küresel piyasalardaki haftalık gelişmeler ve analizler hakkında kapsamlı bilgiler. Ekonomik

    Güçlü Rekabet ve Tarife Politikaları Çerçevesinde Küresel Piyasalarda Haftalık Durum

    Bu hafta küresel finans piyasaları, Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında uzlaşmazlık boyutuna ulaşan tarifeler ve ticaret politikaları nedeniyle oldukça dalgalı bir seyir izledi. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları ve ABD Başkanı Donald Trump’ın eleştirileri piyasalardaki ana gündem maddeleri olarak öne çıktı. Ayrıca, önümüzdeki hafta başlayacak olan IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları, yatırımcıların odak noktası oldu. Enflasyon ve ekonomik büyüme endişeleri devam ederken, tarifelerin küresel ekonomiye olası olumsuz etkileri ve Çin gibi büyük ekonomilerin karşılık verme olasılıkları, piyasalarda ana belirsizlik unsurları olarak yer almaya devam etti.

    Hafta Başında Risk İştahındaki Artış ve Sonrası

    Hafta başında, yarı iletken ve yüksek teknolojili ürünlere yönelik tarifelerin uygulama kapsamının genişletilmeyerek sınırlı kalmasıyla, artan risk iştahı belli ölçüde yükseliş gösterdi. Ancak, bu iyimserliğin devamı, ABD’nin Çin’e yönelik yeni çip ihracatı kısıtlamalarını açıklamasıyla birlikte azalırken, piyasalarda temkinli bir duruş hâkim oldu. Nvidia şirketi, ABD hükümetinin yeni ihracat kısıtlamalarını SEC’e bildiriminin ardından Çin’e yönelik sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Nvidia’nın kurucusu Jensen Huang, Çin Uluslararası Ticareti Teşvik Konseyi Başkanı Rın Hongbin ile yaptığı görüşmede, Çin pazarının stratejik önemi ve işbirliği arzusu vurgulandı. Bu gelişmeler, tarifelere ilişkin müzakerelerdeki iyimserliğin piyasalardaki risk algısını azaltmasına rağmen, Çin tarafından henüz somut adımların atılmaması, yatırımcıların temkinli duruşunu sürdürmesine neden oldu. Trump ise, Şi Cinping ile muhtemel görüşmeler ve müzakereleri desteklediğini belirten açıklamalar yaptı; ancak, doğrudan temas olup olmadığı konusunda net bilgi vermekten kaçındı. Geçen hafta, Japonya ile görüşmeler yapan Trump, Avrupa Birliği (AB) ile ticari ilişkilerin geliştirilmesi yönünde de olumlu ifadeler kullandı.

    Fed ve Trump Arasındaki Gerilimin Ekonomiye Yansıması

    Gelişmiş ülkelerde tarifelerin ekonomik büyüme ve enflasyon üzerindeki olumsuz etkileri, haftanın önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. Fed Başkanı Jerome Powell, çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Açıklanan tarife artışlarının seviyesi beklenenden daha büyük ve bu durum, ekonomik etkilerde yüksek enflasyon ve yavaşlayan büyüme gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir” uyarısında bulundu. Powell’ın bu açıklamaları, enflasyonla mücadele ve faiz politikası konusunda piyasada endişeleri artırdı. Trump ise, Powell’a yönelik sert eleştirilerde bulunarak, “Gerekirse görevden alınabilir. Faiz oranlarının düşmesi gerektiğine inanıyorum ve Powell’ın bu konuda yeterince başarılı olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullandı. Bu durum, Fed ve Trump arasında uzun süredir devam eden uyuşmazlıkların yeniden alevlenmesine neden oldu. Ayrıca, IMF Başkanı Kristalina Georgieva, önümüzdeki hafta yayımlanacak olan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, ekonomik büyümenin önemli ölçüde aşağı yönlü revizyonlara tabi tutulacağını ancak resesyon öngörüsü olmadığını dile getirdi. Fed yetkililerinin açıklamaları da takip edilirken, Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, işletmelerin tarifeyi maliyetlere hızla yansıtması halinde enflasyonun önümüzdeki aylarda yüzde 5’e yaklaşabileceği öngörüsünde bulundu. Ekonomistlere göre, bu dönem, enflasyon ve resesyon risklerinin yakın takibinin önemli olacağı ve IMF ile Dünya Bankası toplantılarından gelecek mesajların piyasalara yön vereceği öngörülüyor.

    Finansal Piyasalarda Haftalık Gelişmeler

    Bu gelişmeler ışığında, tahvil piyasalarında alıcılı seyir hakim olurken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 15 baz puanlık düşüşle %4,33 seviyesine geriledi. Altının ons fiyatı, %2,7 artışla 3.327 dolar seviyesine ulaşırken, dolar endeksi %0,7 azalarak 99,4 seviyesine geriledi. Brent petrol ise, %4,7 artışla varil fiyatını 67 dolara yükseltti. Bu haftanın sonunda, borsa endeksleri de negatif bir seyir izledi ve özellikle büyük bankaların finansal sonuçları takip edildi. Bank of America ve Citigroup’un ilk çeyrek karları, sırasıyla %10,8 ve %21 artış gösterdi. Bank of America’nın hisseleri %4,06, Citigroup’un ise %2,61 değer kazandı. Netflix ise, 2025 ilk çeyreği için yaptığı bilanço açıklamasında, gelirlerinin %12,5 artışla 10,5 milyar dolara ulaştığını duyurdu. Ayrıca, Fed’in Mart ayına ilişkin sanayi üretimi ve kapasite kullanım verileri açıklandı; sanayi üretimi %0,3 ile beklentilerin üzerinde bir düşüş kaydetti. NY Fed’in tüketici beklentileri anketi ise, önümüzdeki 12 ay için enflasyon beklentisinin %3,6’ya yükseldiğini gösterdi. İşsizlik maaşı başvuruları ise, 215 bin ile beklentilerin altında gerçekleşti. Haftalık bazda S&P 500 %1,50, Nasdaq %2,31 ve Dow Jones %2,66 oranında değer kaybetti. Bu hafta, IMF ve Dünya Bankası toplantılarıyla birlikte, yeni ekonomik veriler ve Fed açıklamaları takip edilerek, piyasa yönü şekillenecek.

    Avrupa Borsalarında İyileşme ve Jeopolitik Gelişmeler

    Geçen hafta, Avrupa borsalarında çeşitli beklentiler ve gelişmeler etkili oldu. ECB’nin faiz oranlarını beklentilere uygun olarak 25 baz puan düşürmesi ve Lagarde’nın ekonomik belirsizliklere dikkat çekmesi, piyasalarda hareketlilik sağladı. Lagarde, jeopolitik gelişmelerin büyüme üzerinde aşağı yönlü riskleri artırdığını vurguladı ve Avrupa ihracatçılarının karşılaştığı yeni engellere dikkat çekti. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, ABD ile ilişkilerini güçlendirmek adına yaptığı görüşmelerde, tarifelere ilişkin anlaşma olasılıklarını değerlendirdi. ABD ile İtalya arasındaki ikili ilişkiler, özellikle gümrük tarifeleri, Rusya-Ukrayna savaşı ve savunma harcamaları konularında yoğunlaşıyor. Meloni, ABD Başkan Yardımcısı James Vance ile yaptığı görüşmede, ikili işbirliğinin önemine vurgu yaptı. Avrupa Birliği ve ABD arasındaki ticari ilişkilerde, karşılıklı sıfır gümrük vergisi ve tarife dışı engeller konularında diyaloğun sürdüğü belirtildi. Jeopolitik gelişmeler kapsamında, Ukrayna Dışişleri Bakanı, kısa vadede ateşkesin sağlanması gerektiğini ifade etti. Avrupa borsaları, geçen hafta CAC 40 %2,55, FTSE 100 %3,91, MIB 30 %5,74 ve DAX 40 %4,08 oranında yükseldi. Önümüzdeki hafta ise, ECB Başkanı Lagarde’ın konuşması ve tüketici güven endeksi gibi önemli ekonomik veriler takip edilecek. Ayrıca, Avrupa ve İngiltere piyasaları Pazartesi günü tatil nedeniyle kapalı olacak.

    Asya Piyasalarında Yükseliş ve Bölgesel Gelişmeler

    Asya borsaları, ABD Başkanı Trump’ın tarifelerdeki müzakerelerin devam edeceği yönündeki açıklamaları ve Japonya ile bölge ülkeleri arasındaki diyalogların güçlenmesi sonucunda yükseliş gösterdi. Trump, perşembe günü Oval Ofis’te yaptığı açıklamada, Çin ile olan ilişkilerin iyiye gidiyor olduğunu ve ticaret savaşının sona erdirilmesi yönünde adımlar atılabileceğini belirtti. Çin Devleti Başkanı Şi Cinping, Güneydoğu Asya ülkelerine yaptığı ziyaretlerde, bölge ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmeye devam ediyor. Çin’in ilk çeyrek büyümesi, %1,2 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti ve sanayi üretimi %7,7 artış gösterdi. Japonya’da ise, tüketici fiyat endeksi yıllık %3,6, aylık %0,3 artarken, çekirdek enflasyon %3,2 seviyesinde gerçekleşti. Ülkede, şubat ayındaki makine siparişleri de beklentilerin üzerinde %4,3 aylık artış kaydetti. Güney Kore ise, toplam 8,6 milyar dolarlık yeni bütçe ile ekonomik destek paketini genişletti. Asya piyasaları, geçen hafta Nikkei 225 %3,41, Kospi %2,08, Hang Seng %2,30 ve Şanghay Bileşik %1,19 değer kazandı. Yeni hafta takibinde, Çin’de 5 ve 1 yıllık kredi faiz oranları ile Japonya’da Tokyo TÜFE verileri öne çıkıyor. Tüm bu gelişmeler, bölge ekonomilerinin toparlanma ve büyüme sinyalleri verdiğine işaret ediyor.