Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Küresel Çelik Üretimi ve Türkiye’nin 2024 Performansı

    Küresel çelik üretiminin dinamiklerini ve Türkiye’nin 2024 yılı performansını keşfedin. Sektördeki trendler, zorluklar ve fırsatlar hakkında kapsamlı bir analiz ile çelik endüstrisinin geleceğine dair bilgiler edinin.

    Küresel çelik üretiminin dinamiklerini ve Türkiye'nin 2024 yılı performansını keşfedin.

    Hüseyin VATANSEVER

    Yapı ve inşaat sektöründen otomotive, beyaz eşyadan gıdaya kadar birçok sektörün temel girdisini çelik oluşturuyor. Dünya Çelik Birliği’ne (The World Steel Association – worldsteel) rapor veren 71 ülke, 2023 yılında toplam küresel ham çelik üretiminin yaklaşık yüzde 98’ini gerçekleştirdi. Oluşturulan raporlamaya göre, Ekim 2024 itibarıyla küresel ham çelik üretimi 152,1 milyon ton olarak kaydedildi ve bu, Ekim 2023’e kıyasla yüzde 1 artış gösterdi. Ocak-Ekim 2024 dönemini kapsayan 10 aylık süreçte ise küresel ham çelik üretimi, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 düşüşle 1 milyar 547,3 milyon ton olarak belirlendi. 2024 yılında toplam çelik üretiminin 1,75 milyar ton civarında olması öngörülüyor.

    Global sıralamada ilk 10 ülke arasında yer alan Türkiye’nin ham çelik üretimine bakıldığında, 2022 ve 2023 yıllarında yaşanan keskin düşüşün ardından 2024 yılında toparlanma sinyalleri görülüyor. 2024 yılının 10 aylık döneminde Türkiye’nin ham çelik imalatı, 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 12,4 artışla 30,9 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu durum, Türkiye’yi global sıralamada 2024 yılında Almanya’nın ardından 8’inci sıraya yerleştirdi; Türkiye, sırasıyla Brezilya ve İran’ı geride bıraktı.

    Kapasite Fazlası: Gelecek Yıllarda Artan Bir Sorun

    Küresel ölçekte yeni çelik üretim kapasitesine yapılan yatırımlar hızla devam ederken, küresel çelik talebi durgun kalmaya devam ediyor. OECD’nin hazırladığı “Çelik Üretim Kapasitesi ve 2026’ya Kadar Görünümdeki Son Gelişmeler” başlıklı raporda, 2023’te dünya ham çelik üretim kapasitesinin 2 milyar 432 milyon ton olarak tahmin edildiği belirtiliyor. Ancak, küresel çelik üretiminin bu kapasitenin 543 milyon ton kadar altında kaldığı vurgulanıyor. Daha önce 2023 sonuna doğru başlaması planlanan yatırım projelerinin ertelenmesi ve yakın zamanda duyurulan kapanışlarla ilgili olumlu haberlere rağmen, çelik fazlası kapasitesinin giderek daha sorunlu hale gelmesi bekleniyor.

    Raporda, çelik sektörünün kârlılığına da değiniliyor; kârlılığın son çelik krizinin başladığı 2014’te kaydedilen sürdürülemez düşük seviyelere gerilediği ifade ediliyor. Kapasite fazlası sorununun gelecekte daha da şiddetli hale geleceği belirtilirken, küresel çelik üretim kapasitesinin önümüzdeki üç yıl içinde (2024-2026) önemli ölçüde artması öngörülüyor. Çalışmada, çelik talebinin geleceğine yönelik stratejik planlama, iklim değişikliği hedefleriyle uyum sağlanması ve ticaretin etkisi gibi unsurlar, piyasalarda istikrarın sağlanması için elzem olarak gösteriliyor.

    Koruma Önlemleri: İhracatı Olumsuz Etkiliyor

    Çeşitli ülkelerin 2008 yılından itibaren aldıkları koruma önlemleri, Türkiye’nin ihracatını olumsuz yönde etkiledi. Küresel çerçevede yavaşlayan ekonomik koşullar, artan korumacılık önlemleri ve daralan talep gibi birçok faktör, Türk çelik sektörünün rekabet gücünü zayıflattı. AB, ABD, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde ticaret politikası önlemleriyle karşılaşan Türk çelik sektörü; daralan iç pazar nedeniyle küresel pazara yönelen Çin’den de etkileniyor. Diğer yandan, başta Çin olmak üzere özellikle Uzakdoğu ülkelerinden yapılan ithalatta görülen artış eğiliminin devam etmesi nedeniyle, Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranı 2023 yılında yüzde 75,9 seviyesinde kaldı.

    Buna karşın, ihracatın ithalatı karşılama oranının 2024 yılı sonuna kadar yüzde 90 seviyelerine çıkması bekleniyor. 2025 yılında ise ihracatta gözlenen artış ivmesinin devam etmesi ve ithalatın azalması öngörülürken, buna bağlı olarak oranın tekrar yüzde 100’ün üzerine çıkması bekleniyor.