Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Karton Ambalaj Sektöründe Hammadde Fiyat Artışları ve İhracat Riski

    Karton ambalaj sektöründeki hammadde fiyat artışları ve ihracat riskleri üzerine kapsamlı bir analiz. Pazar dinamiklerini keşfedin.

    Karton ambalaj sektöründeki hammadde fiyat artışları ve ihracat riskleri üzerine

    RECEP ERÇİN

    Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD) üyeleri, hammadde fiyatlarındaki ani artışlardan endişe duyuyor. Arzın kısıtlı kalması ve geçmiş dönemde yapılan yatırımlar nedeniyle artan talep, atık kağıt piyasasında ciddi bir dengesizlik yarattı. KASAD Başkanı Alican Duran, yılbaşından bu yana hammadde fiyatlarının yüzde 40 oranında arttığını belirterek, “Atık kağıt fiyatlarındaki dalgalanmanın Avrupa ile uyumlu olması gerekiyor, aksi takdirde karton ambalaj ihracatımız tehlikeye girer. Hurda kâğıt arzında yaşanan sıkıntı, Avrupa’daki talebin az olduğu bir dönemde neyin yanlış gittiğini sorgulamamıza neden oluyor. Bugün bazı zararları göze alarak idare edebiliriz ama Avrupa ile uyum sağlamak zorundayız, yoksa pazar kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz.” dedi.

    RECEP ERÇİN

    “DPT olsaydı da, herkes her yatırımı yapmasaydı”

    10 Nisan’da düzenlenen basın toplantısında, yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla 2024 yılı değerlendirmelerini ve ilk çeyrek ardından 2025 yılına yönelik beklentilerini paylaşan KASAD Başkanı Duran, “Yüzde 40’lık artışın bize yansıması sadece yüzde 20 oldu. Bu durum, sektörümüzde ciddi sıkıntılara yol açıyor. Şirketler ya bu durumu kabullenecek ya da nihai ürün fiyatlarına yansıtacak. Keyfi bir zam yapılmadığını biliyoruz ama bu yıl iç piyasaya 1 milyon ton ilave kapasite girecek. Keşke Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) olsaydı da herkes her yatırımı yapmasaydı. Uygun olup olmadığının devletten alınan bir yanıtı olsaydı, bu tür sorunlar yaşanmazdı. Yarın ABD pazarında önemli fırsatlar yakalayabiliriz ama iç dengesizliklerimiz nedeniyle kaybetme ihtimalimiz yüksek. Dünya genelindeki fiyatlamalar ile hammadde maliyetlerimizin uyumlu olması şart. İhracat olmadan büyük ambalaj şirketleri ayakta kalamaz.” ifadelerini kullandı.

    “Selüloz üretimi için devlet işin içinde olmalı”

    Kur ve enflasyon dengesizlikleri nedeniyle kârlılık elde edemeyen karton ambalaj üreticileri olduğunu dile getiren Duran, “Bu durum birçok işletmeyi zor durumda bırakacak. Ülkemiz iyi bir hizmet ve sanayi ülkesi ama yüksek teknoloji ürünleri satmıyoruz. Yüzde 35’lik kur-enflasyon farkı sürdürülebilir bir oran değil. Bir yıl, iki yıl bu duruma sabredilebilir ama sonrasında sorunlar büyüyebilir.” dedi. Türkiye’de selüloz üretimi olmadığını ve sektörün bu alanda ithalatçı konumda olduğunu belirten Duran, şunları ekledi: “Selüloz, dünyada birkaç büyük kartelin elinde. Çin, bu alanda büyük yatırımlar yapmış durumda. Almanya’nın yıllık üretimi 1,2 milyon tonken, Çin’deki tek bir şirketin makinesi yılda 1,6 milyon ton üretme kapasitesine sahip. Çin’in toplam üretimi 15 milyon ton seviyelerinde. Selüloz hammaddesi fiyatlarına göre karton satışı yapılıyor. Selülozdan üretilen kartonun fiyatı 750 dolar civarında. Bu fiyat, geri dönüşümlü hammadde ile neredeyse aynı seviyelerde. Türkiye, mutlaka kendi selüloz üretim tesisine sahip olmalı. Daha önce var olan SEKA, 1936 yılında Atatürk’ün öncülüğünde başlatılan sanayi hamlesinin bir parçasıydı ve İzmit’te entegre tesisler ile faaliyet gösteriyordu. Ancak, 2005 yılında kapandı. Özel sektörün selüloz üretimine olan gücü yetersiz. Devletin, selüloz üretiminde aktif rol alması gerekiyor. Selüloz, sadece kağıt sektörü için değil, tekstil sektörü için de önem taşıyor. Bu durumu sadece bir grup firmanın üzerine yüklemek doğru değil.”

    “ABD pazarında önemli olan fiyat değil güven”

    KASAD Başkanı Duran, yönetimsel hatalara da değinerek, “Net ihracatçı olduğumuz bu sektörde ithalata koruma önlemleri aldık. Ancak, ilişkiler ve güven olmadan fiyatla gitmek, Çin yaklaşımına benziyor. Türkiye, ilişkilerle yürümek zorunda. Bu nedenle Avrupa’nın en önemli tedarikçisi konumundayız. En iyi hurdayı toplama konusunda sıkıntımız yok ama ayrıştırma konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Avrupa’da büyük dediğimiz firmalar, ABD’de orta büyüklüğe denk geliyor. Eğer ABD, Çin’e yaptığı ihracatın yüzde 10’unu bize yönlendirse, tam kapasite ile çalışabiliriz ama bu da büyük yatırımlar gerektirir. Amerikalıların iş yapma tarzı Avrupa’dan farklı, tamamen başka bir dünyada ve anlayışta faaliyet gösteriyorlar. 15 yıldır ihracat yapıyorum ama ABD pazarı için bu durum çok farklı. Orada ilişkiler çok önemli ve fiyatlara fazla bakmıyorlar; yüzde 20-25 fazlasını da ödeyebiliyorlar çünkü bunu sürdürecek kar marjlarına sahipler.” bilgilerini paylaştı.

    “Yatırım siyasete değil hukuka bakar”

    Duran, piyasalardaki gelişmelerin sektöre etkisiyle ilgili soruları yanıtlayarak, “Geçen hafta, en büyük yabancı tahvil satışını yaşadık. Kur politikasıyla ilgili memnun olmasak da, son olaylar ülkenin imajı açısından olumsuz etki yarattı. Birçok müşterimiz, ‘Ürünü alabilecek miyiz?’ sorusunu sordu. Bu bir güven bunalımı yaratıyor. Yatırım, siyasete değil, hukuka ve güvene dayanır.” dedi.

    • %1,57 Kağıt-karton ambalaj ihracat artışı (2024)
    • 1,042 milyar dolar Kağıt-karton ambalaj ihracatı (2024)
    • 2,5 milyar dolar Sektörün 2030 ihracat hedefi