Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı – İş Bankası’nın Çiftçi Kadınlara Desteği

    Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı başlıklı içeriğimizde, İş Bankası’nın çiftçi kadınlara sağladığı destekleri ve tarımda kadınların rolünün önemini keşfedin. Sürdürülebilir tarım için kadınların gücünü ve katkılarını öğrenin.

    Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı başlıklı içeriğimizde, İş Bankası'nın çiftçi kadınlara

    Mehmet Hanifi GÜLEL

    İş Bankası, 15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nde Türkiye’nin dört bir yanındaki tarımsal üretime katkıda bulunan girişimci ve çiftçi kadınları “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde bir araya getirdi. Türkiye İş Bankası, iştiraklerinden biri olan alışveriş platformu Pazarama aracılığıyla, çiftçi kadınların ürünlerini komisyonsuz bir şekilde satabilmeleri için kargo ücreti desteğini artırarak 2025 yılına kadar devam ettirecek. 100. yılını kutlayan İş Bankası, bu özel günde düzenlediği “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde kadınların tarımdaki kritik rolü, sektörde karşılaştıkları zorluklar ve çözüm önerileri ele alınırken, sekiz çiftçi kadın ilham verici hikâyelerini paylaştı.

    “Kadınların tarıma ek katkısı 1 trilyon doları bulabilir”

    Kars’tan İstanbul’a, Artvin’den Bursa’ya, Aydın’dan Hakkari’ye, Hatay’dan Rize’ye, Tekirdağ’dan Muğla’ya ve Denizli’den Mersin’e kadar birçok kadın çiftçinin etkinlikte yer aldığını belirten İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, kendisinin de bir çiftçi anneden geldiğini ifade etti. Dünyada kadınların tarımdaki emeğinin yeterince görünür olmadığını vurgulayan Yılmaz, “Dünya genelinde tarımda çalışanların yaklaşık yüzde 40’ı kadınlardan oluşuyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran yüzde 50’nin üzerine çıkıyor. Ülkemizde tarımda istihdam edilen yaklaşık 5 milyon kişi var ve bunun yaklaşık 2.5 milyonunu çiftçi kadınlar oluşturuyor. Çiftçi kayıt sistemine (ÇKS) göre, 250 bin çiftçi kadın var ve bu sayı toplam ÇKS kayıtlarının yüzde 15’ini temsil ediyor. Tarımsal emeğin neredeyse yarısı kadınlara aitken, mülkiyet ve gelir adaletine geldiğimizde kadınların geride kaldığını ve sektörde görünmez bir rol oynadığını görüyoruz. Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) bir çalışmasına göre, eğer kadınlar tarımda erkeklerle eşit fırsatlara sahip olabilselerdi, dünya tarım sektörüne katkıları minimum 1 trilyon doları bulabilirdi. Kadınlar, erkeklere göre yüzde 24 daha fazla verim alıyor ve daha kaliteli üretim yapıyorlar. Bu durum, çiftçi kadınlarının sektörde güçlenmesi ve daha görünür hale gelmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle, kadınlara fırsat eşitliği sağlamak öncelikli hedefimiz olmalı. Bu süreçte kadınların finansmana erişimi, teknik, dijital ve teknolojik bilgiye ulaşmaları elzemdir. İş Bankası olarak biz de tam burada devreye giriyoruz; yüz yıldır bu destekleri sağlıyoruz” dedi.

    TARİŞ’in, Türk Şeker Fabrikaları’nın kuruluşunda öncü rol oynayan İş Bankası, kuruluş yıllarından itibaren tarımı destekleyen çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Yılmaz, bugün de tarımı milli bir mesele olarak gördüklerini vurguladı. Yılmaz, “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” kampanyaları kapsamında Pazarama iş birliği ile çiftçi kadınların ürünlerini platform üzerinden komisyon almadan ve ücretsiz kargo ile 2024 yılı sonuna kadar destekleyeceklerini belirtti.

    Üretici kadınların en büyük sorunlarından birinin pazara erişim olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Genellikle kendi yöresinde ve kendi ürünlerini sınırlı bir alanda satıyorlar. Biz bu ürünleri Türkiye’ye ve dünya pazarına açmayı planlıyoruz. Sizlerden öyle güzel ürünler aldık ki, 2025 yılında da desteğimizin devam edeceğini müjdeleyebilirim ve bu bütçe artırılarak sürdürülecek” diye konuştu. Yılmaz, destek sağlandığında kadınların neler başarabileceğini hep birlikte gördüklerini aktararak, kurum olarak bu konuda daha fazla destek vereceklerini söyledi. İş Bankası, ayrıca bu yıl ilk kez Pazarama’da en çok satış yapan kadın üreticilere yurt dışında kendi alanlarıyla ilgili modern işletmeleri yerinde görme fırsatı sunacak.

    Markalaşma son derece kritik öneme sahip

    Markalaşmanın önemine değinen Yılmaz, kadınların üretimde ön planda oldukları ve kooperatifleşmeyi başardıkları bölgelerde ürünlerin katma değer kazandığını ve bölgenin ekonomisinin canlandığını ifade etti. Markalaşmanın son derece kritik olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Kadınların bir marka yaratması kırsal kalkınmaya katkı sağlıyor ve bu durum, tersine göçü artırarak gelir adaletsizliği gibi birçok soruna çözüm sunabilir. Çiftçi kadınlarımızla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler neticesinde kendimize altı görev belirledik: Finansal okuryazarlık, geniş pazarlara erişim, güçlü iletişim, markalaşma, teknik bilgi, dijitalleşme ve teknoloji alanlarında gelişim sağlamak zorundayız ve bu konularda destek vermemiz gerekiyor. İş Bankası olarak bu alanlarda ve kadın çiftçilerimizin hikâyelerinde her zaman yanlarında olacağız” dedi.

    “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde kendi başarı hikayelerini paylaşan kadınlar

    • Sigorta olmadığı için gençler kente gidiyor: Kars’ta hayvancılık yapan Hilal Erben, üniversite eğitiminin ardından annesinin şehirde bir memurluk işine girmesini önermesine rağmen köyüne dönerek aile işini büyütmeye karar verdi. “Toprağa minnet borcum var, fakat çoğu genç kente yerleşiyor. Bunun sebebi sigorta imkanı olmaması. Yaptığımız işe meslek gözüyle bakılmıyor. Hayvancılığa dört simental düve alarak başladım. Bu ülke birer fabrikadır ve biz o fabrikanın içinde sadece küçük bir dişliyiz. Siz büyükler bizim yolumuza ışık tuttuğunuz sürece biz gençler başarılı oluruz” dedi.
    • Çay toplayanların çoğunluğu yaşlılardan oluşuyor: Rizeli çay üreticisi Fatma Saruhan, çay üretimine nasıl başladığını anlatırken gençlerin çay üretimine uzak olmasının nedenlerini dile getirdi. İş Bankası ile tanışmasının 50 yıl öncesine dayandığını belirten Saruhan, “Gençlere hem kızıyorum hem de hak veriyorum. Çay toplama döneminde gençler gidiyor, diğer dönemde ise evde oturuyorlar. Gençler sosyal güvence ile emekli olmak istiyorlar. Bu nedenle çay toplayanların çoğunluğu yaşlılardan oluşuyor” diye ifade etti.
    • Enginarı yurt dışına göndermek istiyor: 30 yıllık aile işletmesi Adalılar Çiftliği’nde ata tohumu enginar üretimi yapan Halide Adalılar, pazarlama işini üstlenmesinin ardından enginarların tüketiciye ulaşması için yürüttüğü çalışmaları aktardı. Adalılar, pandemiye kadar Aydın ve çevre şehirlere verdiklerini, COVID-19 ile kızının aracılığıyla internet üzerinden satış yapmaya başladıklarını ve bu dönemde iyi enginar sattıklarını belirtti. Adalılar, gelecekte yurt dışına açılmayı hedefliyor.
    • Kars Kaz Evi ile üreticilere pazar yeri açtı: Nuran Özyılmaz, ailesinin geçimini sağlamak için 1990’lı yıllardan itibaren ticaretle uğraşmaya başladığını ve Kars’ta açtığı yöresel yemekler sunan “Kars Kaz Evi” restoranının köylerde kaz yetiştirici ailelere istihdam sağladığını söyledi. “Kars’ta 4 masa ile restorana başladım. Yöresel restoran eksikliğini fark ederek 6 ay içinde kaz evini kurdum. Ürün tedarikinin zor olduğunu biliyordum. Bazı üreticilerle kaz üretmeye başladık ve böylece kaz üreticilerine bir pazar açtık. Şu an 500 bin anaçla sezona yavru kesimine hazırlanıyorlar” dedi.
    • İstanbul’da balıkçılık yapan bir kadın: Uludağ Üniversitesi Ekonometri bölümü mezunu Beyza Aydın, kurumsal yaşam yerine girişimciliği tercih etti. Üretici ve girişimci bir kadın olarak yaşadığı zorluklara rağmen Erdek’te kendi ektiği mahsulleri sunduğu bir kahvaltı salonunu hayata geçirdi. Poyrazköy’de balıkçılık yapan Gülhanım Kalafat, köyde kadınların balıkçılık yapmasına yönelik önyargılara rağmen eşiyle ve dört oğlu ile birlikte balıkçılık işini nasıl büyüttüklerini paylaştı.
    • Kraliçe arıları Türkiye’deki arıcılara gönderiyor: Uludağ’ın eteklerindeki kırsal Yiğitali Mahallesi’nde kurulan kooperatifin başkanı Emine Örnek, Atatürk’ün talimatıyla kurulan ancak daha sonra atıl kalan okul binasının kooperatife dönüştürülme sürecini ve kooperatif çatısı altında yürütülen çalışmaları anlattı. Borçka ilçesinde UNESCO koruması altındaki Macahel’de 24 yıldır arıcılık yapan Melahat Gülbin, TEMA’nın kırsal kalkınma projesine başvurmasıyla başlayan kraliçe arı üretim yolculuğunu aktardı.