Japonya Merkez Bankası (BoJ) Para Politikası Toplantısını Gerçekleştirdi
Japonya Merkez Bankası (BoJ), bugün düzenlenen para politikası toplantısında, politika faizini yüzde 0,25 seviyesinde sabit tutma kararı aldı. Bu karar, piyasa beklentileriyle paralel bir şekilde alındı ve toplam 9 üyeden 8’inin oyuyla kabul edildi. Banka üyelerinden biri, artan enflasyonist baskılar nedeniyle faizin yüzde 0,5’e yükseltilmesini önerdi; ancak bu öneri oy çokluğuyla reddedildi.
Ekonomide Işıltılı Bir Toparlanma Belirtileri
BoJ’un yayımladığı karar metninde, Japonya ekonomisinin ılımlı bir toparlanma sürecinde olduğu vurgulandı. Ancak bazı sektörlerde zayıflıkların devam ettiğine dikkat çekildi. Özellikle, ihracat ve sanayi üretimindeki durağanlık, ekonominin genel görünümünü etkilemektedir. Bununla birlikte, şirket kârlarının iyileşmesi ve iş dünyasının genel anlamda olumlu beklentiler içinde olması, ekonomik iyileşme yönünde önemli bir gösterge olarak kaydedildi.
İstihdam ve gelirlerdeki artışın ılımlı bir seyir izlediği ifade edilirken, özel tüketimde fiyat artışlarına rağmen sınırlı bir büyüme yaşandığı belirtildi. Konut yatırımları ve kamu harcamalarının ise durağan seyrini sürdürdüğü gözlemleniyor.
Enflasyonist Baskılar Göz Ardı Edilmiyor
Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) yıllık artış oranının son zamanlarda yüzde 2,0-2,5 aralığında seyrettiğine dikkat çeken BoJ, hizmet fiyatlarının ücret artışlarına bağlı olarak kademeli bir yükseliş gösterdiğini kaydetti. İthalat fiyatlarındaki artışların, tüketici fiyatlarına yansımasının etkisinin azalmaya başladığı ifade edildi.
Para Politikasının Destekleyici Rolü
Banka, ekonominin destekleyici finansal koşullarla potansiyel büyüme oranının üzerinde bir hızda büyümeye devam etmesinin muhtemel olduğunu belirterek, “Döviz kuru gelişmelerinin, firmaların fiyat ve üretim davranışlarında daha belirgin bir rol oynaması bekleniyor” değerlendirmesinde bulundu. Japonya Merkez Bankası’nın uzun vadeli hedefi, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2 seviyesinde istikrar kazanmasını sağlamak olarak belirlenmiştir.
Analistler, bankanın küresel ekonomik belirsizlikler ve iç piyasalardaki kırılganlıklar nedeniyle mevcut politikalarını uzun bir süre daha sürdüreceği tahmininde bulunuyorlar.