Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Güney Marmara Bölgesi’nde Tarım Ürünleri ve İklim Değişikliği

    Güney Marmara Bölgesi’nde tarım ürünlerinin çeşitliliği ve iklim değişikliğinin etkileri üzerine kapsamlı bir inceleme. Bu makalede, bölgedeki tarımsal üretim, iklim değişikliği ile mücadele stratejileri ve gelecekteki sürdürülebilirlik fırsatları ele alınıyor.

    Güney Marmara Bölgesi'nde tarım ürünlerinin çeşitliliği ve iklim değişikliğinin etkileri

    Bandırma Ticaret Borsası, Güney Marmara Bölgesi’nde işlem hacmiyle dikkat çeken önemli bir kuruluştur. Borsa Başkanı Tan, özellikle Bandırma ve çevresindeki kuru tarım ürünlerinin rekoltesinin iklim değişikliği nedeniyle olumsuz etkilendiğini vurguladı. Bu bağlamda, bölgede öne çıkan başlıca kuru tarım ürünleri arasında arpa, buğday, kanola ve ayçiçeği yer almakta.

    Tan, olumsuz hava koşullarının ürün miktarını düşürdüğünü, ancak ürünlerin kalitesinin yüksek olduğunu ifade etti. “2024 hububat yılı, iklim değişikliği sebebiyle kurak geçmesi neticesinde rekolte açısından beklenen seviyeye ulaşamadı” dedi. 2024 yılı hububat hasadını değerlendirirken Tan, bölgedeki tarımsal durumu şöyle açıkladı:

    • “30 köy ve 2 beldemiz bulunuyor. Bu yerlerin %95’inde kuru tarım faaliyetleri sürdürülmekte.”
    • “Birinci ürün olarak buğday, arpa, kanola ve ayçiçeği üretimi ön planda.”
    • “Karacabey, Manyas ve Gönen bölgelerinde mısır üretimi de yapılmakta.”

    Bölgenin işlem hacmini artıran önemli bir unsur da Bandırma Limanı. Tan, bölge üretimine dair yaptığı değerlendirmede, “Özellikle buğday, haziran ayında yoğun bir şekilde bölgeden ihraç edildi. Ancak, iklim koşullarından ötürü çiftçimizin üretim miktarları beklentilerin altında kaldı” ifadelerini kullandı. Ayrıca, “Bölgemizde yetiştirilen tüm kuru tarım ürünleri, hava şartlarına rağmen zayıf olsa bile yüksek kalitede” dedi.

    Yağış ve sıcaklık değişkenliğinin verimi olumsuz etkilediğini belirten Tan, yazlık ekimlerin genellikle şubat, mart ve nisan aylarında gerçekleştirildiğini, bu dönemlerde bahar yağışlarının son derece kritik olduğunu vurguladı. Özellikle ayçiçeği bitkisi için bu yağışların hayati önem taşıdığını belirtti. “Ayçiçeğinin bir handikabı var; yaz aylarında yağış azaldığında bitki taban suyundan beslenmekte. Kış ve bahar yağışları yetersiz kalırsa, ayçiçeği bu suya erişemediği için verimde düşüşler gözlemleniyor” dedi.

    Bu yıl ayçiçeği ekiminin zamanında yapılmadığını ifade eden Tan, “Özellikle ayçiçeği ekiminde gecikmeler yaşandı. Taban suyuna ulaşması pek mümkün olmadı. Yaz aylarında beklediğimiz yağmurlar da yağmadığı için ayçiçeği üretiminde olumsuz bir tablo ile karşılaştık. Ancak, zamanında ekim yapan çiftçilerimizin ürünleri oldukça iyi durumda. Ayçiçeğinde yağ oranı olarak oldukça başarılı sonuçlar alıyoruz. Yağ oranının fiyatlamaya olumlu yansımasını umuyoruz” şeklinde konuştu.