Faktoringin Finansman Çözümlerindeki Yeri ve Önemi
Finansman alanında çeşitli çözümler arasında, özellikle faktoring hizmetleri, bankacılık ürünlerinin ötesine geçerek, işletmelerin nakit akışını güvence altına almanın ve finansal riskleri minimize etmenin kritik bir yolu haline gelmiştir. Vadeli satış yapan firmalar, ihracatçı işletmeler ve büyüme hedefleyen şirketler açısından vazgeçilmez bir finansman aracı olan faktoring, maliyetleri azaltması ve operasyonel süreçleri hızlandırmasıyla öne çıkmaktadır. Uluslararası Faktoring Kuruluşu (Factors Chain International – FCI) tarafından hazırlanan 2024 yılına dair küresel pazar analizleri, büyümenin yavaşladığını ve 2023-2024 yıllarında kaydedilen yüksek oranlı büyümenin sürdürülebilir olmadığını göstermektedir.
Küresel Faktoring Pazarındaki Eğilimler ve Tahminler
2022 yılında yaklaşık 4.15 milyar dolar seviyesinde olan küresel faktoring hacmi, 2023 yılında yaklaşık 4.3 milyar dolar seviyesine yükselmiş ve 2024 yılında ise yaklaşık 4.5 milyar dolar seviyesinde olacağı tahmin edilmektedir. Bu rakamlar, pandemi sonrası normalleşme sürecinin etkilerini ve sektörün büyüme hızını yansıtmaktadır. Küresel pazarda küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansman ihtiyacını karşılamaya yönelik artan talep, sektörde istikrarlı bir büyüme trendini desteklemektedir. Ayrıca, Yapay Zekâ (AI) ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin entegrasyonu, dolandırıcılık risklerini azaltma, yüklenim süreçlerini hızlandırma ve operasyonel maliyetleri düşürme açısından büyük avantajlar sunmaktadır. Bu yenilikler, 2030 yılına kadar küresel faktoring pazarının bileşik yıllık büyüme oranını %10,5 seviyesine yükselteceği öngörülmektedir.
Türkiye’de Faktoring Sektöründeki Gelişmeler ve Artışlar
Türkiye’de faktoring sektörü, 2024 yılı verilerine göre %51’lik bir artışla toplam işlem hacminin 1.2 trilyon TL’ye ulaştığını göstermektedir. Sektörün aktif büyüklüğü ise 2023’e kıyasla %48 oranında artış göstererek 316 milyar TL seviyesine yükselmiş; alacaklar ise %46 artışla 288 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu artışın temel nedenlerinden biri, pandemi sonrası dönemde finansmana erişimin kolaylaşması ve alternatif finansman araçlarına olan farkındalığın artmasıdır. Artık işletmeler, nakit yönetiminde esneklik sağlamak amacıyla faktoring hizmetlerine daha fazla yönelmektedirler. Özellikle toptan ve perakende ticaret, inşaat sektörü, tekstil ve otomotiv tedarik zincirleri, faktoring işlemlerinin yoğunlaştığı alanlar olmuştur. Ayrıca, 2025 yılı itibariyle yurt dışı işlemlerde de artış beklenmektedir. Sektörün büyüme beklentisi, enflasyon oranını aşarak daha yüksek oranlarda gerçekleşecektir.
Finansal Okuryazarlık ve Mevzuat Düzenlemeleri ile Sektörün Güçlendirilmesi
Türkiye’de faktoring sektörünün sürdürülebilir büyümesi ve güven ortamının sağlanması adına, finansal okuryazarlığın artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, kamu ve özel sektör tarafından gerçekleştirilen eğitim programları ve farkındalık kampanyaları, sektöre olan ilgiyi artırmakta ve kullanıcı tabanını genişletmektedir. Ayrıca, sektörün gelişimini engelleyen mevzuat düzenlemelerinin gözden geçirilerek, rekabeti bozucu uygulamaların kaldırılması ve daha kapsayıcı yasal altyapının oluşturulması gerekmektedir. FKB (Faktoring ve Finansal Kiralama Kurumu)’nin önerileri doğrultusunda, bu adımların atılmasıyla, daha fazla KOBİ’nin faktoring hizmetlerinden faydalanması sağlanacaktır. Dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmeler ise, sektörün erişilebilirliğini ve verimliliğini artırmak adına teşvik edilmelidir. Bu sayede, sektörde sürdürülebilirlik ve güven ortamı güçlendirilerek, ekonomik büyümeye katkısı artırılacaktır.
Gelişmiş Ülkelerde Faktoringin Ekonomiye Entegrasyonu ve Türkiye’deki Durum
Gelişmiş ekonomilerde, faktoring işlemlerinin GSYH’ye oranı %15 seviyelerine ulaşabilmektedir. Türkiye’de ise bu oran yaklaşık %3 civarındadır ve bu durum, algı eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Faktoring şirketleri, mevduat toplayamayan finans kuruluşları olarak, sermayelerini büyük ölçüde kendi öz kaynakları, bankalar ve borçlanma araçlarından sağlamaktadır. Ekonomik dalgalanmalar ve piyasadaki belirsizlikler, bu fonlama maliyetlerini yükselterek, nihai müşterilere yansımasını artırmaktadır. Ayrıca, ekonomik durgunluk ve likidite sıkışıklığı, ticaret hacmi ve karşılıksız çek oranlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, sektörün gelişimi için doğru algı ve bilinçlenmenin artırılması, finansal altyapının güçlendirilmesi ve mevzuatın iyileştirilmesi hayati öneme sahiptir.