Ekonomi Yönetimi ve Gelişmeler
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ekonomi yönetimi çerçevesinde Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) Eylem Planı Bilgilendirme ve İstişare toplantılarının ardından, basın mensuplarıyla bir araya gelerek güncel ekonomik gelişmelere ilişkin detaylı açıklamalarda bulundu. Şimşek, özellikle yurt içi ve küresel piyasalardaki son durumların Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine etkisini analiz etmek için henüz erken olduğunu vurguladı.
Enflasyon ve Finansal Koşullar
Enflasyon konusundaki gelişmeleri değerlendiren Şimşek, finansal piyasalarda yaşanan olumlu ve olumsuz etkilerin net bir şekilde görüldüğünü belirtti. “Net etkiler ışığında, enflasyonun tahmin edilen patikada seyretmeye devam edeceğine inanıyoruz” diyen Şimşek, geçici enflasyonist beklentilerin oluştuğuna işaret ederek, finansal koşulların sıkılaşmasının talep kaynaklı enflasyonu dizginleme yönünde olumlu bir etki yapacağını ifade etti. Ayrıca, petrol ve emtia fiyatlarındaki sert düşüşlerin dezenflasyonist bir ortam yaratmaya başladığını ve bu durumun önümüzdeki dönemde enflasyon göstergelerine olumlu yansıyacağını sözlerine ekledi.
Kur ve Enflasyon İlişkisi
Türk lirasındaki sınırlı değer kaybına dikkat çeken Şimşek, talebin zayıf olması sebebiyle kur geçişkenliğinin düşük kalmasını beklediklerini dile getirdi. Bütün bu gelişmeler ışığında, enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığında gerçekleşme olasılığının oldukça yüksek olduğunu belirtti ve cari denge açısından da olumlu gelişmelerin olabileceğine vurgu yaptı.
Küresel Ekonomik Gelişmeler ve İhracat
Şimşek, küresel ölçekte yaşanan ticaret savaşlarının özellikle Avrupa Birliği ekonomisini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti. Bu durumun ihracat performansını olumsuz yönde etkileyebileceğini ifade eden Şimşek, küresel büyümede yavaşlamaların ve ticaret savaşlarının Türkiye’nin ihracat hacmi üzerinde riskler oluşturabileceğine işaret etti.
Cari Açık ve Bütçe Performansı
Yurt içi finansal koşulların sıkılaşmasının ithalatı kısıtladığını vurgulayan Şimşek, enerji fiyatlarındaki düşüşün cari açık üzerinde güçlü bir etki yapacağını ve bu nedenle cari açığın, OVP’de öngörülen seviyelerin oldukça altında gerçekleşebileceğine işaret etti. Bütçe performansı ile ilgili olarak ise, harcamalarda disiplinin sürdüğünü ve geçen yıl onaylanan bütçeye kıyasla, uygulamada %3,3’lük bir tasarruf sağlandığını belirtti. Bu yıl da bütçe disiplininin kararlı bir şekilde devam edeceğine inandığını ifade etti.
Uluslararası Yatırımlar ve Ekonomik Güven
Uluslararası doğrudan yatırımların, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarından pek etkilenmeyeceğine inanç belirten Şimşek, fiyat istikrarı, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşüm ile yatırımların artmaya devam edeceğine dikkat çekti. Türkiye’nin açık bir piyasa ekonomisi ve liberal sermaye hareketleri sayesinde, portföy yatırımlarındaki kısa vadeli dalgalanmaların geçici olduğunu ve küresel dalgalanmalar yatıştığında, Türkiye’nin güçlü yatırım hikayesine olan güvenin tekrar pekişeceğini dile getirdi.
Dış Şoklara ve Dış Kaynaklara Yaklaşım
Türkiye’nin dış şoklara karşı diğer ülkelere kıyasla daha az etkilenebileceğini vurgulayan Şimşek, ihracatın dayanıklı yapısına ve güçlü programına dikkat çekti. Ayrıca, piyasalarda yaşanan dalgalanmalarda CDS’lerin 380 civarından 330’un altına indiğine işaret ederek, faiz oranlarında da iyileşmelerin başladığını sözlerine ekledi. Bu gelişmeler, dış kaynak girişlerinin yeniden hız kazandığının göstergesi olarak değerlendirildi.
Hazine ve Borç Yönetimi
Hazine’nin etkin borç yönetim kapasitesine sahip olduğunu belirten Şimşek, iç ve dış borç ödemeleri için güçlü nakit rezervleri tuttuğunu ve stratejik olarak kur ve faiz risklerini minimize etmeye çalıştıklarını dile getirdi. Orta vadede, piyasalardaki dalgalanmalara esnek yanıt verebilmek adına, kısa vadeli ve değişken faizli borçlanma seçeneklerini kullanıyoruz. Ayrıca, iç piyasadan döviz cinsinden borçlanmanın, finansman ihtiyacının bir parçası olduğunu ve piyasa koşullarına göre bu oranı azaltmayı hedeflediklerini söyledi.
İç borç çevirme oranının bu yıl %119,3 seviyesinde öngörüldüğünü ve ilk 3,5 aylık dönemde bunun daha yüksek seyrettiğini belirten Şimşek, vergi gelirlerinin genellikle mayıs ayında arttığını ve bu nedenle ilk çeyrekte daha düşük olduğunu açıkladı. Uluslararası piyasalardan bu yıl planlanan 11 milyar dolar dış borçlanmanın, yılın ilk üç ayında 2,5 milyar dolarını gerçekleştirdiklerini ve faiz oranlarının normalleşmeye başladığını ifade etti. 10 yıl vadeli dolar cinsinden tahvil faizlerinin %8’in üzerine çıktığını, şimdilerde ise %7,7 seviyelerine gerilediğine dikkat çekti. Piyasa koşullarını yakından takip ederek, yıl sonunda toplamda 8,5 milyar dolar daha dış borçlanmayı planladıklarını sözlerine ekledi.
ABD Temasları ve Uluslararası İlişkiler
Bu hafta IMF, Dünya Bankası ve G-20 toplantıları kapsamında ABD’de çeşitli temaslarda bulunacaklarını belirten Şimşek, özellikle New York’ta reyting kuruluşları ve ABD merkezli doğrudan yatırımcılarla görüşmeler yapacaklarını söyledi. Ayrıca, tedarik zinciri ve yatırım fırsatları açısından Türkiye’ye yönelen ABD’li şirketlerle görüşmeler planladıklarını dile getirdi. Washington’daki toplantılarda, programın güçlü ve kararlı bir şekilde uygulandığını vurgulayacaklarını ve Türkiye’nin fiyat istikrarına verdiği önemi anlatacaklarını ifade etti. Şimşek, bu ziyaretlerin, Türkiye’nin ekonomik istikrarını ve sürdürülebilir büyümesini desteklemek adına önemli bir adım olduğunu belirtti.