Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Dünya Bankası’nın Küresel Ekonomik Görünüm Raporları ve Türkiye’nin Büyüme Tahminleri

    Dünya Bankası’nın küresel ekonomik görünüm raporları ve Türkiye’nin büyüme tahminleri hakkında detaylar, güncel analizler ve ekonomik değerlendirmeler.

    Dünya Bankası'nın küresel ekonomik görünüm raporları ve Türkiye'nin büyüme tahminleri

    Türkiye Ekonomisinin Güncel Durumu ve Büyüme Tahminleri

    Dünya Bankası, Türkiye’nin bu yılki ekonomik büyüme beklentisini önemli ölçüde artırarak %2,6 seviyesinden %3,1’e yükseltti. Bu artış, Türkiye’nin ekonomik performansında olumlu bir seyir izlediğine işaret etmektedir. Ayrıca, Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncellemesi Raporu’nda, 2024 ve 2025 yılları için Türkiye’nin büyüme tahminlerini de güncelleyerek, 2024 için %3,1 ve 2025 için %3,6 oranlarını öngörmüştür. Ocak ayındaki önceki tahminlerde, Türk ekonomisinin 2025’te %2,6 ve 2026’da %3,8 büyüyeceği öngörülüyordu. Bu gelişmeler, Türkiye’nin ekonomik görünümünde olumlu bir değişimin sinyallerini vermektedir.

    Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Görünüm

    Rapora göre, bölgedeki gelişmekte olan ekonomilerin büyümesinde yavaşlama eğilimi beklenmektedir. Dış talepteki zayıflama ve Rusya ekonomisindeki yavaşlamanın bölge ekonomilerine olumsuz yansımasıyla, 2024 ve 2025 yıllarında bölge ekonomisinin toplam büyüme oranı %2,5 seviyesinde kalması öngörülmektedir. Bu durum, bölgesel ekonomik aktivitenin küresel gelişmelerden ciddi şekilde etkilendiğini göstermektedir.

    Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da Ekonomik Büyüme

    Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine ilişkin raporda ise, bölgenin ekonomik aktivitesinin 2024’te %1,9 oranında ılımlı bir şekilde büyüdüğü, 2025’te bu oranın %2,6’ya yükseldiği ve 2026’da ise %3,7 seviyesine ulaşmasının beklendiği belirtilmektedir. Ancak, küresel belirsizlikler ve bölgedeki çatışmaların ekonomik ilerlemeyi olumsuz etkileyebileceği endişeleri de raporda yer almaktadır. Uzmanlar, bu çatışmaların uzun vadede ekonomik kazanımların geri alınmasına ve kalıcı zararlara yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır.

    Sahra Altı Afrika’da Ekonomik Gelişmeler ve Gelecek Perspektifi

    “Afrika’nın Nabzı” raporuna göre, Sahra Altı Afrika bölgesinde ekonomik büyüme, küresel belirsizliklere rağmen direnç göstermektedir. Bu yıl bölgedeki büyümenin %3,5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, 2026-2027 yıllarında bu oranın %4,3’e yükselmesi öngörülmektedir. Bu artışın temel nedenleri arasında, enflasyonun düşmesi ve para birimlerinin istikrar kazanmasıyla birlikte, artan özel tüketim ve yatırımlar yer almaktadır. Bölgedeki enflasyon oranı 2023’te %7,1 iken, 2024’te %4,5 seviyesine gerilemiştir. Ancak, rapor, bölgenin ekonomik büyümenin yoksulluğu azaltma konusunda önemli başarılar sağladığını, ancak insanların temel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalabileceği uyarısında bulunmaktadır. Ayrıca, bölgedeki ticaret ilişkilerinde yaşanan değişiklikler, bölgesel çatışmalar ve iklim değişikliğinin yarattığı belirsizlikler, bölge ekonomisinde yeni riskler oluşturmaktadır.

    Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Görünümü

    Bankanın Latin Amerika ve Karayipler bölgesine ilişkin raporu, bölgedeki ülkelerin ekonomik stratejilerini daha temkinli ve uyum sağlayıcı hale getirmeleri gerektiğine vurgu yapmaktadır. Bölge ekonomilerinin bu yıl %2,1 ve 2026’da %2,4 büyümesi beklenirken, bu oranlar bölgenin küresel ekonomide en yavaş büyüyen bölgeler arasında yer almasına neden olmaktadır. Yüksek borç seviyeleri, düşük yatırım oranları ve değişen dış çevre koşulları, bölgenin kalkınmasını engelleyen temel faktörler olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca, enflasyonun kontrol altına alınmasına rağmen, mali açıklar önemli bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Küresel ekonomik ortamın gelişmiş ülkelerde faizlerin düşük kalmaya devam etmesi ve enflasyonun yüksek seyretmesi, bölge ülkelerinin para politikası seçeneklerini sınırlamaktadır. Bu durum, bölgedeki ticaret ve yatırım ortamını daha temkinli hale getirerek ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturmaktadır.