Özlem SARSIN
Türkiye’nin köklü ve öncü doğal taş üreticilerinden biri olan Alimoğlu Mermer, 1940 yılından günümüze ulaşan köklü geçmişiyle sektörün öncüsü konumundadır. Denizli ve İzmir’deki modern tesisleriyle faaliyet gösteren firma, ürünlerini yüksek kalite ve tasarım gücüyle dünya genelinde 50’den fazla ülkeye ihraç etmektedir.
Alimoğlu Mermer Genel Müdürü Burak Alimoğlu, şirketin tarihçesi hakkında yaptığı açıklamada, “Alimoğlu Mermer, Türkiye’de 1940 yılından beri kesintisiz üretim yapan sektörün ilk ve en köklü firmalarından biridir. Günümüzde ise güçlü markasıyla global pazarda tanınırlığını artırmış durumda,” ifadelerini kullandı. Ürettikleri travertenlerin ‘Alimoğlu Traverteni’ markasıyla uluslararası arenada tanındığını vurgulayan Alimoğlu, “Yıllardır hem yurt içi hem de yurt dışı projelerde tercih ediliyoruz. Denizli ve Kütahya’da yer alan ocaklarımızın yanı sıra İzmir’de bulunan fabrikamızda farklı doğal taşlar da üretmekteyiz. Geniş ürün yelpazemiz ve tasarım kabiliyetimizle sadece blok satış değil, aynı zamanda komple tasarım ve uygulama alanında da faaliyet gösteriyoruz,” dedi.
Firma olarak katma değeri yüksek ürünler üretmeye büyük önem verdiklerini belirten Burak Alimoğlu, “Üretimimizin yaklaşık %70’ini ihracata yönlendiriyoruz. Son birkaç yılda özellikle Suudi Arabistan, Kuveyt ve Dubai gibi Orta Doğu ülkeleri bizim için ana pazarlar haline geldi,” diyerek dış pazarda yaşanan gelişmeleri açıkladı. Alimoğlu, 2024 yılında yaşanan küresel ekonomik krizlere rağmen, özellikle sonbahar aylarından itibaren ihracatta hareketlenme yaşandığını, Ortadoğu bölgesinde yoğun talep gördüklerini dile getirdi. “Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonu kapsamında planlanan mega projeler ve yeni şehir inşası hedefleri, sektörümüzü hareketlendiren önemli unsurlar arasında yer alıyor. Bu projelerin toplam yatırım değeri yaklaşık 2 trilyon dolar civarında ve 2030’a kadar tamamlanması planlanıyor,” şeklinde ekledi.
İtalyanların projelerin tasarım aşamasında aktif olduğunu, ancak yüksek fiyatlar nedeniyle Türk doğal taşlarının tercih edildiğini ifade eden Alimoğlu, “Türk ürünleri, fiyat avantajı ve kalite ile projelerde yer almaya başladı. Bu durum, ülkemizin doğal taş ihracatına olumlu katkılar sağlayacak,” şeklinde sözlerini tamamladı.
Burak Alimoğlu, Türkiye’nin yeni pazar araştırmaları ve çalışmalarını yoğunlaştırdığını, özellikle Afrika kıtasında yeni iş birlikleri kurmayı hedeflediklerini belirtti. “Projelerde yer almayı ve tasarım aşamasında aktif rol almayı amaçlıyoruz. Eski pazarlarımızı yeniden canlandırmak ve yeni pazarlara giriş yapmak için çalışmalarımıza hız verdik. Tasarım ve inovasyona verdiğimiz önemle, projelerde tercih edilen, aranan ve tercih edilen bir firma olmayı hedefliyoruz,” dedi.
“Tasarıma ve inovasyona öncelik vermeliyiz”
Alimoğlu, blok olarak satılan doğal taşların madencilik açısından kazançlı olduğunu ancak asıl değerin, yüksek katma değerli tasarım ve ürün işleme aşamasında olduğunu vurguladı. “İtalya ile bu alanda rekabet ediyoruz. Son beş yılda Türk doğal taş sektörü, tasarım ve inovasyon alanında önemli adımlar attı. Biz de bu noktada pazarlama faaliyetlerimizi ve ürün geliştirmemizi yoğunlaştırıyoruz,” dedi.
2025 hedefleri ve sektörün geleceği
Burak Alimoğlu, 2024 yılı için 7 milyon dolar ciro hedeflediklerini, 2025 yılında ise bu rakamı %15-20 oranında artırmayı planladıklarını belirtti. Ancak, döviz kurlarındaki artışın ihracatçıların büyümesini zorlaştırdığını ve kur seviyelerinin enflasyon oranında artması gerektiğine inandıklarını dile getirdi. “Madencilik, hayatımızın her alanında var. Cep telefonlarımızdan bindiğimiz araçlara, yaşam alanlarımıza kadar sektörümüzün etkisi büyük. Ülkemizin ekonomik gelişimi için madencilik temel taşıdır,” diyerek sözlerine devam etti.
Geri dönüşüm ve çevre dostu üretim
Alimoğlu, sürdürülebilirlik ve çevre bilincine verdikleri önemi anlattı: “Geri dönüşüm bizim için çok önemli. Taş atıklarımızdan Alimonite adını verdiğimiz yeni bir ürün geliştirdik. Bu, taşlarımızın yeniden ekonomiye kazandırılması anlamına geliyor. Ayrıca, TÜBİTAK destekli Yeşil Dönüşüm projeleri kapsamında çevreci üretim süreçlerimizi hayata geçiriyoruz. Çevre belgeleri ve sertifikalar almak için çalışmalarımız devam ediyor.”
“Doğal malzeme olmamız nedeniyle ürünlerimiz çevre açısından avantaj sağlıyor. LEED sertifikalı binalarda tercih edilmemizin önündeki engelleri kaldırmak adına, inovatif ve çevre dostu üretim teknikleriyle ilerliyoruz,” diyerek, sürdürülebilirlik ve çevre politikalarının sektörde öncülük edecek seviyede olduğunu belirtti. Alimoğlu, ihracatını ve ekonomiye katkısını arttırmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.