ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine kapsamlı bir röportaj verdi. Başkanlık döneminin ilk 100 gününü değerlendiren Trump, bu süreçteki başarılarını ve gelecek planlarını detaylarıyla paylaştı.
Trump, röportajda ABD’nin mevcut durumunu ve yeni yol haritasını anlatırken, “Biz masayı yeniden kuruyoruz. Ticarette yıllık 2 trilyon dolarlık kayıplar yaşanıyordu. Bu kabul edilemez bir durumdu ve birilerinin buna dur demesi gerekiyordu. Artık, ülkelerle olan ilişkilerimizi yeni baştan yapılandırıyoruz.” dedi.
“Kısa sürede ABD çok büyük bir zenginliğe kavuşacak”
Başkan, ülkenin ekonomik anlamda hızla güçleneceğine inanarak, “Bunu sadece birkaç ay önce başardık ve elde ettiğimiz sonuçlar, şirketlerin yatırımlarını gözler önüne seriyor. Apple gibi dev şirketler, fabrika ve üretim tesisleri kurmak için 500 milyar dolarlık yatırım planlarını açıkladılar. Daha önce bu ülkede böyle yatırımlar hiç yapılmamıştı.” ifadelerini kullandı.
“Çin ile Yapılan Görüşmeler Devam Ediyor”
Gazetecilerin, ABD’deki ticari anlaşmalar ve Çin ile devam eden müzakereler hakkında sorularına Trump, “Çok sayıda anlaşma üzerinde çalışıyoruz. Çin ile de aktif görüşmeler yürütüyoruz. Şu ana kadar birçok anlaşma imzalandı ve önümüzdeki günlerde kamuoyuna duyurulacak. Tüm şirketler ve dost ülkelerle yakın temas halindeyiz.” şeklinde cevap verdi.
“Toplamda 200’den Fazla Anlaşma Yapıldı”
Bazı medya temsilcileri, anlaşmaların henüz açıklanmadığını ve ne zaman kamuoyuna duyurulacağını sorduğunda Trump, “İnanın bana, 200’den fazla anlaşma imzaladık. Bu sayede ülkemize 7 trilyon dolarlık yeni yatırım akışı başladı.” diyerek, ekonomik başarılarını vurguladı.
ABD’nin Ekonomik Gelişmeleri ve Yatırım Potansiyeli
ABD’nin, küresel piyasalarda büyük bir mağaza ve en büyük pazar konumunda olduğunu belirten Trump, “Yatırımcılar ve şirketler, ülkemize büyük ilgi gösteriyor. Yaklaşık 7 trilyon dolar tutarında yeni fabrikalar, tesisler ve yatırımlar geliyor. Bu, ekonomimizin ne kadar canlı ve çekici olduğunu gösteriyor.” diyerek, ülkenin ekonomik potansiyelini öne çıkardı.
Xi Jinping ile Görüşmeler ve Uluslararası Diplomasi
Trump, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yaptığı telefon görüşmesini hatırlatarak, “Xi bana çok saygılı bir şekilde aradı. Bu iletişim, ilişkilerimizi güçlendiren önemli bir adımdı. Kendisi, ABD ile yapıcı diyaloğa açıktığını belirtti.” dedi.
Ukrayna ve Rusya Arasında Barış Süreci
Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi konusunda Trump, “Bu savaş, benim göreve geldiğim ilk gün başlamış olsaydı, hiç bu noktaya ulaşmazdı. Çünkü, ben göreve başlamadan önce bu çatışma yoktu. Bu, Biden’ın politikalarının sonucu ve onun hatasıdır.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Putin ile barış görüşmelerine de değinen Trump, “Putin, Kırım’ı zaten Rusya’ya katmıştı. Bu bölgenin uzun zamandır Rus kontrolünde olduğunu herkes biliyor. Eğer benim dönemimde olsaydı, Ukrayna’nın tamamını almak isteyen bir lider olsaydı, bunu yapabilirdi.” diye ekledi.
Ukrayna’nın NATO’ya Katılımı ve Kırım Meselesi
Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda sorulara yanıt olarak Trump, “Ukrayna, NATO’ya asla katılamayacak. Bu konu uzun zamandır gündemdeydi ve savaşın başlamasına neden olan en büyük faktör buydu. Eğer Ukrayna NATO’ya alınmasaydı, savaş çok daha yüksek ihtimalle başlamazdı.” ifadelerini kullandı.
Kırım meselesinde ise Trump, “Kırım, uzun zamandır Rusya’nın kontrolünde. Ruslar, Kırım’ı zaten ilhak etti. Bu bölge, Putin tarafından alınmış durumda ve herkes bunu biliyor. Bu konuda değişen bir şey yok.” diyerek, durumu net bir şekilde özetledi.
Güney Kutbu ve Kanada Üzerine Düşünceler
Trump, Grönland’ı satın alma veya Panama Kanalı’nı kontrol altına alma gibi spekülatif konulara da değinerek, “Bu tür düşünceler ilk başta şaka gibi görünebilir, ama aslında ciddi planlarım vardı. Grönland’ı almak ve Kanada’yı ABD’nin 51. eyaleti yapmak gibi fikirlerim de vardı.” diyerek, vizyonunu paylaştı.
Orta Doğu ve İran İlişkileri
Gazze’de yaşanan çatışmalar ve ölümler hakkında görüşleri sorulan Trump, “Bence en büyük sorumlu Biden’dır. Çünkü İran, Biden’ın döneminde ekonomik açıdan yeniden güç kazandı ve terör finansmanı hızlandı. Gazze’deki trajedilerin sorumlusu da budur.” şeklinde eleştiride bulundu.
İran ile doğrudan görüşme olasılığı ve nükleer programlar hakkında ise Trump, “İran Cumhurbaşkanı veya Dini Lideri ile görüşmeye her zaman açığım. Onlara, nükleer silah sahibi olmalarına izin vermeyeceğimizi net bir şekilde ilettik. Ayrıca, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenlemesine engel olmadım, çünkü bu konuda diyalog ve anlaşma yolunu tercih ettim.” diyerek, diplomatik yaklaşımını vurguladı.
ABD’nin Savaş ve Barış Politikası
Son olarak, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD’yi savaşa sürüklemesi endişeleriyle ilgili soruya Trump, “Eğer anlaşmazlıklar çözülemezse, oldukça istekli bir şekilde savaşa da girebilirim. Çünkü, ben ülkeyi korumak ve menfaatlerimizi gözetmek adına her türlü adımı atmaya hazırım. Netanyahu ile olan ilişkilerimizde, ABD’nin güvenliği her zaman ön plandadır.” diyerek, güçlü duruşunu ortaya koydu.